Burun Estetiği
Rinoplasti (Burun Ameliyatı) Nedir ve Ne Amaçlanır?
Estetik burun ameliyatı, bir başka deyişle burun ameliyatı ile burnun görünümünü estetik ölçülere ve yüzün diğer kısımlarına uyumlu hale getirerek kişinin özgüvenini, beden algısını ve psikolojisini olumlu yönde değiştirmek amaçlanır.
Bu amaçla, burnun şekli değiştirilirken burun fonksiyonlarına zarar vermemek ve hatta varsa solunum problemlerini de düzeltmek önemlidir.
Burun Eğriliği ve Burundan Nefes Alma Sorunları da Burun Ameliyatı İle Giderilir mi?
Septum deviasyonu olarak bilinen burnun orta kısmında burundan nefes almayı engelleyen veya zorlaştıran eğrilikler, burun deliklerinin yan duvarlarında yer alan konka denilen yapılardaki aşırı büyümeler de rinoplasti ameliyatı esnasında düzeltilir.
Burun Ameliyat Yaşı Nedir?
Burun estetiği ameliyatı genellikle kızlarda 17, erkeklerde 18 yaş ve sonrasında önerilir. Burun dokularının erişkin boyutlarına gelmesini beklemenin yanı sıra, kişinin psikolojik olarak yeterli olgunluğa erişmesi de önemlidir. Yüzünde kalıcı bir değişiklik yapılacak kişinin bu değişikliğe ruhsal olarak hazır olması, ameliyattan beklentilerinin gerçekçi olması ve ameliyat sonrası yeni görünümüne kolayca uyum sağlaması için psikolojik olarak belirli bir olgunluğa ve dengeye ulaşmış olmasında yarar vardır.
Diğer taraftan bazı özel durumlarda, kişinin psikolojisini ve sosyal davranışlarını ciddi şekilde etkileyen belirgin burun şekil bozuklukları ve solunum problemleri daha erken yaşlarda da tedavi edilebilmektedir. Dr. Chauhan ve arkadaşları yaşları 13-19 arasında değişen, estetik ve fonksiyonel burun sorunları olan, 30 hastaya rinoplasti ameliyatı uygulamış ve burun şeklindeki ve solunumdaki düzelmenin hastaların psikolojilerini ve yaşam kalitelerini olumlu yönde etkilediğini bildirmiştir. (Chauhan N, Warner J, Adamson PA. Adolescent Rhinoplasty: Challenges and Psychosocial and Clinical Outcomes. Aesthetic Plast Surg. 2010 Mar 24.)
Rinoplasti İçin Uygun Adayların Özellikleri
Ruhsal olarak olgun ve dengeli
Burnunda belirgin bir şekil bozukluğu var
Şekil bozukluğu yanında solunum problemi de var
Beklentileri gerçekçi: mükemmeli aramayan, daha iyi görünüme razı
Pozitif kişiliği var, iyimser, çevresi ile iyi geçinir
Rinoplasti İçin Uygun Olmayan Adayların Özellikleri
Burun şeklinde çok hafif bir bozukluk var veya yok
Burnundaki şekil bozukluğunu aşırı abartır
Burnundaki şekil bozukluğunu tam olarak belirtemez
Ameliyat olup olmamak konusunda kararsızdır
Narsistik kişiliğe sahiptir, mükemmeli ister
Sosyal ve duygusal ilişkilerinde sorunludur
Ameliyat sonrasında yaşam biçiminde ciddi değişimler bekler
Sorunlarından dış görünümünü sorumlu tutar
Daha önceki doktorlarını suçlar
Şüpheci davranışlar sergiler
Burun Ameliyatları Hangi Koşullarda Yapılmalıdır?
Burun ameliyatları tam teşekküllü ve steril ameliyathane ortamında ve genel anestezi altında yapılmalıdır. Buruna küçük, kısmi müdahaleler lokal anestezi altında yapılabilir.
Estetik Burun Ameliyatı Niçin Zordur; Eğitim ve Deneyim Gerektirir?
Burun yüzün ortasında yer alır ve yüz görünümünde kritik rol oynar. Burun ameliyatının diğer estetik ameliyatlara oranla hata payı çok düşüktür. İyi ve kötü sonucu milimetreler belirler. Her şey yolunda gittiğinde dahi kişinin ve çevresinin yeni görünümünü benimsemesi zaman alır.
Estetik burun ameliyatının başarısı için ameliyat öncesi doğru analiz ve planlama yapılmalı, ameliyat esnasında planlanan değişimler doğru teknikler kullanılarak gerçekleştirilmeli ve ameliyat sonrası yara iyileşme döneminde de ek sorunlar yaşanmamalıdır. Tüm bu aşamalardan sorunsuz geçmek için doktor yeterince eğitimli ve deneyimli olmalı, olası sorunları ve sonuçları öngörebilmelidir. Diğer taraftan doktorun kontrol edemediği burun derisinin yapısı, hastanın yara iyileşme özellikleri ve ameliyat sonrası önerilere uyması da çok önemlidir.
Bariz ameliyat hatalarını bir kenara bırakırsak, estetik burun ameliyatından memnun olmayan çoğu hastanın burun görünümünde ciddi sorunların olmadığı ancak hastanın ameliyat sonrası süreçten ve sonuçtan farklı beklentiler içinde olduğu ve sonucu kabullenecek ruhsal yapıda olmadığı görülmektedir.Ameliyat olmak isteyen hastaların bu tür eğilimlerinin belirlenmesi ve ameliyatların reddedilmesi bilgi ve deneyim birikimi gerektirmektedir.
Rinoplasti Öncesi Planlama ve Hazırlık Evresi
Burnunda şekil bozukluğu yakınması ile başvuran hasta ve doktor arasında doğru iletişim kurulmalı, hastanın yakınması ve ameliyattan beklentileri ile plastik cerrahın görüşleri ve burunda yapmayı planladığı değişim çok iyi örtüşmelidir. Ameliyat sonrası mutsuz olan hastaların çoğu farklı beklentiler içinde olan ve ruhsal olarak böyle bir değişime hazır olmayan hastalardır. Tercihen kişinin farklı açılardan çekilmiş fotoğrafları üzerinde konuşulmalı ve sorunlu bölgeler tanımlanmalı, yapılacak işlemler belirlenmelidir.
Burun derisinin ve burun içini döşeyen mukoza dokusunun yapısı değerlendirilir. Karşıdan görünümde burundaki eğrilikler, asimetriler, burun ucunun genişliği, burun tabanının genişliği, burun kanatlarının ve burun deliklerinin yapısı değerlendirilir. Profil analizinde alın-burun açısı, burun-üst dudak açısı, burun sırtının yüksekliği, burun ucunun yüksekliği değerlendirilir, burun kanatlarının ve burun ucunun yandan görünümü değerlendirilir ve sorunlu noktalar belirlenir. Bilgisayar ortamında fotoğraflar üzerinde yapılan değişiklikler ile ameliyat sonrası burun görünümünde bir fikir sahibi olunabilir ancak tıpatıp aynısı olma garantisi yoktur. Plastik Cerrah yüzün burun dışındaki diğer kısımlarını da inceler, birbirleri ile olan oranlarını değerlendirir. Özellikle çene yapısı, alın ve elmacık kemik bölgeleri burun görünümünü etkileyen yapılardır. Bazen bu yapılara da estetik müdahale yapıldığında daha dengeli ve güzel bir burun ve yüz görünümüne sahip olmak mümkündür.
Yapılan burun içi muayenesinde burundan solunumu engelleyen septum deviasyonu, konka hipertrofisi gibi eşlik eden sorunların olup olmadığı araştırılır. Bu amaçla gerekiyorsa bilgisayarlı tomografi çekilerek burun ve çevresindeki anatomik yapılar daha detaylı incelenir.
Yapılan muayene, laboratuar tetkikleri ve konsültasyonlar sonucunda plastik cerrah rinoplasti ameliyatı için kişinin uygun bir aday olduğuna karar verirse ve kişi de doktorunun açıklamalarından tatmin olmuş ise ameliyat planlanır.
Ameliyat öncesi dönemde ameliyat adayının zihnindeki tüm sorular sorulmuş ve tatminkâr yanıtlar alınmış olmalıdır. Özellikle ameliyat sonrası dönem, ameliyatın riskleri ve olası komplikasyonları konusunda yazılı onam formu doktordan talep edilmelidir. Onam formu aceleye getirilmeden, planlanan ameliyat gününden daha önce dikkatle okunmalı ve anlaşılmalıdır. Burun ameliyatı öncesi dikkat edilmesi gereken durumlar, kullanılmaması gereken ilaçlar ve bitkisel preparatlar özellikle konuşulmalıdır.
Burun Ameliyatı Evresi
Genel anestezi uygulandıktan sonra burun içerisi ve etrafı antiseptik solüsyonla temizlenir. Burun içi ve dışına kanamayı azaltıcı enjeksiyonlar yapılır. Kullanılan tekniğe, yapılacak olan ameliyatın karmaşıklık durumuna göre burun ameliyatı ortalama 1.5-2 saat sürer. Ameliyatın süresinden daha önemlisi cerrahın planladığı değişiklikleri yapması ve ameliyattan yapabileceğinin en iyisini yaptığı duygusu ile çıkması önemlidir. Bazen ameliyat esnasında bazı işlemler tekrar tekrar denenerek en iyi sonucu yakalamak önemlidir. Ameliyat sonunda burun üzerine, ödemi ve kanamayı kontrol etmek, buruna yeniden verilen şekli muhafaza etmek amacıyla plastik veya alçı kalıp konur. Burun içerisine ise, yapılan ameliyatın niteliğine ve cerrahın tercihine göre, normal tampon veya içinden hava geçişine izin veren silikon tamponlar konur. Bazen de burun içerisine hiç tampon konmaz.
Burun Ameliyatı Teknikleri
Rinoplasti ameliyatının felsefesi ve tekniklerinde son yıllarda önemli değişimler gözlenmektedir. Sadece kıkırdak ve kemik doku çıkartarak ve olabildiğince küçük bir burun yapma anlayışı artık terk edilmiştir. Küçük burun yerine dengeli, orantılı ve doğal burun yapma anlayışı hakim olmuştur. Bazen burnu tamamen küçültmek yerine bazı noktalarını (ör: burun kökü, burun ucu) daha belirgin hale getirmek, bazı noktalarını (ör: burun sırtı) ise küçültmek suretiyle daha estetik ve doğal bir sonuç almak mümkündür. Tüm bunları yaparken burundan nefes almayı riske etmeyen, hatta özellikle solunumu kolaylaştıran ek işlemler yapılmaktadır.
Rinoplastide başlıca açık ve kapalı olmak üzere iki teknik kullanılmaktadır. Kapalı teknikte sadece burun içerisinden yapılan kesilerle burun derisi, altındaki kıkırdak ve kemik yapılardan serbestleştirilir ve bu yapılara müdahale edilir. Açık teknikte ise burun içerisindeki kesilere ek olarak her iki burun deliğinin arasındaki kolumella denilen bölmeye de kesi yapılarak burun derisi yukarıya doğru kaldırılır; burun kıkırdakları ve kemik yapı tamamen ortaya konur.
Açık tekniğin en önemli avantajları:
Kemik ve kıkırdak yapı doğrudan gözlenir ve daha kesin anatomik tanı konur.
Her iki el daha rahat kullanılır
Kanama kontrolü daha iyi yapılır
Kemik-kıkırdak çatıda daha kontrollü ve kolay değişiklik yapılır
Kıkırdak yapılara dikişlerle daha iyi ve kontrollü şekil verilebilir
Spesifik bir deformite için daha fazla alternatif teknik uygulama şansı vardır
Kıkırdak greftlerine daha az gereksinim duyulur
Kıkırdak greftleri kullanılacaksa, greftlerin doğru yere konması ve dikişlerle tespit edilmesine olanak tanır
Açık tekniğin dezavantajları ise:
Ameliyat süresi daha uzundur
Burun ucundaki ödem daha uzun sürer
Kolumelladaki kesi yerinde iz kalabilir
Kolumella derisinde dolanım bozukluğu olabilir
Son yıllarda daha tutarlı ve öngörülebilir sonuç almak adına rinoplastide açık teknik daha fazla tercih edilmektedir. Her hasta için, yapılacak işlemin özelliğine ve doktorun tercihine göre kullanılacak teknik belirlenir. Ancak, kullanılan teknik ister kapalı olsun ister açık, cerrahın kullandığı tekniğe olan hâkimiyeti ve deneyimi de bir o kadar önemlidir.
Letdown Rinoplasti
Kapalı burun estetiği diye bilinen Letdown rinoplasti de burunda bir değişiklik yapılacağı zaman buru yapısının üst kısmında bulunan kıkırdak yapısında değil bu yapının altında bulunan kademelerde değişim sağlamaktadır. Örneğin kemerli bir burun vakası olduğunu düşünün bu kemeri giderebilmek için hemen burnun sırt kısmından değil alt kısımlardan kıkırdak ya da kemik alarak uygun bir hale getirilmektedir.
Letdown Rinoplasti Kapalı Burun Estetiği Nedir?
Kapalı burun estetiği Letdown rinoplasti işlemlerinde çok daha pratik temeller üzerine oturtulması mümkün kılınmaktadır. Hem daha az acılı olması hem de iyileşme sürecinin diğer yöntemlere göre daha hızlı olması sebebi ile son dönemlerde bu yöntemin daha sık kullanıma alındığı bilinmektedir.
Rinoplasti işlemleri sırasında uygulanan yöntem ne olursa olsun morarmalar meydana gelebilmektedir. Bu morarmaların en aza indirgenmesini sağlayabilmek için letdown yöntemi sıklıkla tercih edilmektedir. Konu hakkında daha detaylı bilgilerin elde edilmesi için şu kriterler bir gözden geçirilebilir;
- Tek tip burunlardan ziyade kişiliğinize uygun karakteristik bir burun kazanmanız mümkün kılınmıştır.
- Burunda meydana gelen şekil bozukluklarının yanı sıra nefes alıp vermede meydana gelebilecek sorunlarda da yöntem aktif olarak kullanılabilmektedir.
- Kapalı uygulanan bir yöntem olduğu için deride bir kesi izinin bulunması ve görünümü olumsuz etkilemesi gibi bir durum söz konusu değildir.
- Burunda meydana gelen estetik sonrasında herhangi bir dolaşım bozukluğunun meydana gelmemesi için de oldukça uygun bir yöntemdir.
Acı Seviyesi: Narkoz altında olacağınız için işlem sırasında acı duymanız zaten söz konusu değildir. İşlem kapalı olarak uygulandığı için kişilerin iyileşme süreci de daha hızlı olacaktır. Normal işlemlere göre acı dozu kademe kademe aşağıda olacaktır.
Hangi Durumlarda Kapalı Burun Estetiği Letdown Rinoplasti Uygulanabilir?
Letdown rinoplasti kemerli burun vakalarında kısa bir sürede uygulamaya alınabilmektedir. Kemerli burunların daha muntazam bir hale gelmesinde kullanılabilmektedir. Burun ucunun etli olması durumunda bunun kaldırılması ve daha ince kalkık bir hale getirilmesinde de yöntem uygulanabilmektedir.
Hasarlı Burunlar: Burun yapısında daha önce değişiklikler meydana getirilmesine rağmen istenen hali almayan kişilerin muhakkak letdown yöntemine bir göz atmaları gerekmektedir. Hasarlı olan burunların toparlanmasında özellikle bu yöntemin oldukça etkin bir sonuç vereceğinin altı çizilmelidir.
Letdown Rinoplasti İyileşme Aşamasında Nelere Dikkat Edilmelidir?
Doktorunuzun size önerdiği pansuman ültimatomlarına özen göstermelisiniz. Bu bölgeye ne kadar süre su değdirilmemesi gerektiği ile alakalı fikir sahibi olmalısınız. Açık ameliyatlarda olduğu gibi katı kurallar olmasa da kapalı burun estetiği operasyonlarında da uyulması gereken bazı kurallar bulunmaktadır. İyileşme aşamasında size verilen kriterlerin dikkate alınması iyileşme sürecinizin daha hızlı ilerlemesini sağlayacaktır. Letdown rinoplasti yöntemi şeker hastası olan kişilerde kesinlikle işleme alınmamaktadır. Bu rinoplasti işlemleri sırasında meydana gelen küçük yaraların şeker hastalarında iyileşmesi çok daha zor olmaktadır.
Letdown Rinoplasti tekniğinin diğer yöntemlerden farkı nedir?
Burnun üst kısmında bulunan kemik, kıkırdak yapısına değilde alt kademede bulunan yapılara müdahale edilmektedir.
Preservation Rhinoplasty
2018 yılında tıp dünyasında çok önemli bir gelişme yaşandı ve Daniel Baker bir makale yayınladı. Bu makale içerisinde dünya genelinde bilindiği adıyla preservation rhinoplasty konusu geçiyordu. Bu tanımın Türkçe karşılığı burun estetiğinde koruma olarak ülkemizde de tıp dünyasında yerini alırken, keza kavramın oluşmasında Türkiye’den birçok cerrah da önemli görevler üstlenmiştir.
Kavramın ortaya çıkışındaki temel mantık, burnun doğal yapısını çok düşük oranda bozarak yani genel anlamda burun yapısını koruyarak, ameliyat gerçekleştirme çabası olarak görülmektedir. Bu yöntem kapsamında daha az ameliyat gerçekleştirilmesi ile birlikte burnun kendine ait anatomik özellikleri çok düşük oranda değiştirilir ve burun estetiği elde edilir.
Bu yöntem kapsamında daha az ameliyat gerçekleştirilmesi ile birlikte burnun kendine ait anatomik özellikleri çok düşük oranda değiştirilir ve burun estetiği elde edilir.
Preservation Rhinoplasty Nedir?
Tıbbi açıdan düşünüldüğünde rinoplasti burna kalıcı şekil verme yani estetik bir şekil değiştirme işlemini ifade etmektedir. Yani sağlık bölümünde rinoplasti, estetik burun ameliyatı olarak adlandırılmaktadır. Bu bağlamda preservation rinoplasti tanımı ise daha kapsamlı bir şekilde burun yapısının korunarak ve çok fazla değiştirilmeden burun estetiğinin yapılmasını ifade eder.
Bu işlem son yıllarda çok popüler bir hal almaya başlarken, estetik burun operasyonu isteyen tüm hastalar için uygun olmamakla birlikte uygun görülen hastalarda ise çok daha faydalı avantajlı ve pratik bir yöntem oluşturmaktadır.
Koruyucu Burun Estetiği Nedir?
İşlem Türkçe karşılığı ile tam olarak koruyucu burun estetiği şeklinde de adlandırılırken, özellikle burun sırt kısmı önden güzel fakat yandan kemerli bir görünüşe sahip olan kişilerde çok daha fazla uygulanan bir yöntem oluşturmaktadır. Bilhassa daha önce burun estetiği yaptırmamış kişilerin neredeyse tamamında koruyucu estetik uygulaması daha uygun olarak gösterilmektedir.
Bu teknikte burun ucu ve sırtındaki kemik kıkırdak bağ ve zar tabakalar korunmakta burun sırtı altından kıkırdak ve kemik yapı çıkarılarak burun estetik düzeltmelerinin yapılması sağlanmaktadır.
Bu teknikte burun ucu ve sırtındaki kemik kıkırdak bağ ve zar tabakalar korunmakta burun sırtı altından kıkırdak ve kemik yapı çıkarılarak burun estetik düzeltmelerinin yapılması sağlanmaktadır.
Preservation Rhinoplasty İle Diğer Rinoplasti Operasyonlarının Farkları Nelerdir?
Koruyucu estetik gerçekleştirilirken burnun yapısı olabildiğince az miktarda bozulur ve istenilen estetik burun şeklinin elde edilmesine çalışılır. Ancak diğer estetik operasyonlarda genellikle işlem geçmişlerine bakıldığında, doğal ve gerçek burun yapısının bozulduğu ve burun metabolizması ile oynandığı görülmektedir. Eski burun estetik ameliyatlarında genellikle kıkırdak ve kemik zarı altındaki dokulara zarar verilerek müdahale gerçekleştirilir ve ameliyat sonrasında iyileşme dönemi de daha uzun sürerdi. Ancak koruyucu estetik sayesinde bu noktalara müdahale edilmediği için çok daha kısa sürede iyileşme avantajı ve daha fonksiyonel bir estetik sonuç elde edilebilmektedir.
Preservation Rhinoplasty Avantajları
Temel olarak koruyucu estetik uygulamalarının gerçekleştirilmesi sonucunda diğer burun estetiği ameliyatlarına göre önemli avantajlar elde edilebilmektedir. Bu avantajların ilk noktasında ise iyileşmenin daha kolay bir şekilde ve daha hızlı elde edilmesi yer almaktadır. İşlem sırasında burun anatomisi olabildiğince az derecede bozulur ve yine de istenilen estetik görüntü elde edilebilir.
Burnun sırt bölümünde kemik ve kıkırdak yapısı bozulmadan işlem gerçekleştirildiği için burnun iç kısmında bir kavis elde edilmesi sağlanır. Bu nedenle önemli bir avantaj olarak hastanın burun yapısı aslında korunurken, küçük şekil değişiklikleri ile estetik bir sonuç elde edilir.
Morluk ve şişlik gibi problemler daha az oluşmaktadır. Ayrıca hastanın işe dönüşü çok kısa bir sürede gerçekleştirilebilir.
Morluk ve şişlik gibi problemler daha az oluşmaktadır. Ayrıca hastanın işe dönüşü çok kısa bir sürede gerçekleştirilebilir.
Preservation Rhinoplasty İle Hangi Yapılar Korunur?
Bahsedildiği üzere işlem koruyucu bir yapı oluşturduğu için son yıllarda burun estetiği açısından çok daha fazla tercih edilmektedir. Bu bağlamda korunan yapılar arasında öncelikle burun ucu ve burun sırtı yer almaktadır. Bu sayede de burun sırtında düzensizlikler ya da çökme gibi istenmeyen durumlar görülmez.
Preservation Rinoplasti tekniğinde ek kıkırdak ihtiyacı çok düşük oranda olduğu için burun içinde septum olarak adlandırılan kıkırdak çok yüksek oranda korunabilir. Bu kapsamda daha sonra olası lezyonlarda kıkırdak ihtiyacı yine septum üzerinden temin edilebilir. Yani daha önceki operasyonlarda olduğu gibi kaburga veya kulak üzerinden kıkırdak alınmasına gerek kalmaz.
Estetik ameliyat gerçekleştirilirken burnun uç kısmında yer alan yumuşak ve hareketli bölgeyi sağlayan pitanguy ligamenti korunur. Bu sayede de burun ucunda yine hareketli ve yumuşak bir yapının devam ettirilmesi sağlanır.
Scroll ligamanı da korunduğu için burun kanadındaki doğal görünüm ve ışık yansımaları da bozulmamış olur.
Burun zarı altında işlem gerçekleştirildiği için burun kaslarında herhangi bir zedelenme ortaya çıkmaz ve solunum fonksiyonları gayet iyi bir şekilde korunabilir. Yani işlem sırasında solunum fonksiyonları zarar görmeden sonuç elde edilirken, damar sinir paketinin korunması ile da burun ucunda uyuşukluk gibi sıkıntılar yaşanmadan işlem yapılabilir.
Koruyucu Burun Estetiği Ameliyat Teknikleri
Koruyucu estetik gerçekleştirilirken açık veya kapalı olmak üzere 2 farklı ameliyat tekniği yer almaktadır. Açık ameliyat tekniğinde burun deliklerinin arasına yatay kesikler atılarak burun derisi kaldırılır. Sonrasında burun uç kısmında ameliyat lekesi oluşması olasılığı bulunmaktadır. Bu nedenle sistem eski sistem olarak bilinmektedir.
Ancak kapalı burun estetiği gerçekleştirilirken, ameliyat kesileri burun deliklerinin iç kısmından açılır. Bu nedenle kapalı yöntem uyguladığında görünen bir iz kalma olasılığı yoktur. Bu teknik biraz daha zor olsa dahi koruyucu bir yapı oluşturduğu için daha fazla tercih edilerek yayılmaya başlamıştır.
Burun Estetiği Rinoplasti Erkek ve Kadınlarda Farklı mıdır?
Burun estetik ölçüleri erkek ve kadınlarda bazı farklılıklar gösterir. Erkek rinoplasti ameliyatında en çok dikkat edilmesi gereken nokta bir erkeğe kadınsı bir burun yapmamaktır. Yandan bakıldığında burun sırtı erkeklerde burunucu ile aynı hizada olmalıdır, oysa kadınlarda burun sırtı burun ucundan 1-2 mm daha geride olabilir. Burun-dudak açısı erkeklerde 90 derece iken bu açı kadınlarda 100-105 derecedir. Bir erkeğin burnunu 90 dereceden fazla kaldırmak kadınsı bir görünüme neden olur.
Ameliyat Sonu Tampon ve Kalıplar
Ameliyatta burnun kemik ve kıkırdak çatısı değiştirilerek burna yeni şekil verilir. Yeni şeklin verilmesi ve dokuların bu şekli muhafaza ederek iyileşmesi için burun dışına bantlar ve (alçı veya plastikten) kalıp konur. Bu bantlar ve kalıp aynı zamanda burnun aşırı şişmesi ve kanamasını da engeller. Burun içerisine, yapılan ameliyatın türüne, doktorun tercihine ve hastanın kanama durumuna göre, bazen hiç tampon konmaz. Özellikle septum denilen burnun ortasındaki kısma da müdahale edilmiş ise hem septumu orta hatta tutmak ve içerisine kan toplanmasını engellemek için hem de burnun diğer kısımlarından olan kanamayı kontrol etmek için burun içerisine tampon konur. Konulan tamponun niteliği ve alınma zamanını doktor belirler. Eskiden burna büyük tamponlar konur ve en az 3 gün tutulurdu. Günümüzde burun fonksiyonlarının bir an önce normale dönmesi için tamponlar 24 saat sonra alınmaktadır. Burundan nefes alımına olanak veren silikon tamponlar da sıklıkla bu amaç için tercih edilmektedir.
Burun üzerine uygulanan bantlar ve kalıplar genellikle 7-14 gün sonra alınır. Bu süre yapılan işleme ve hastanın özelliğine göre daha kısa veya uzun olabilir.
Burun Ameliyatı Sonrası
Ameliyattan uyanıldığında sakin olunmalı, ağızdan nefes alınmalıdır. Dudak kurumasına karşı dudak nemlendiricisi kullanılmalıdır.
Baş mümkün olduğunca orta hatta tutulmalı, sağa-sola çevrilmemelidir.
Baş yüksekte yatılmalı ve ödem ve kanamayı azaltmak için soğuk uygulama yapılmalıdır.
Burundan ve ağızdan bir miktar kan sızması normaldir; ilk 24 saat boyunca bu sızıntı gittikçe azalacak ve rengi kırmızıdan açık pembeye dönecektir. Sızıntı bir kaç gün daha devam edebilir.
Ameliyat sonrası 4-6 saat sonra ağızdan sıvı gıda alımına başlanır ve ayağa kalkılmasına izin verilir.
Kanamayı artırmamak için, sakin bir ortamda ve baş yüksekte yatarak istirahat edilmeli, çok konuşulmamalıdır. Tuvalette ıkınmamaya özen gösterilmelidir.
Göz çevresinde bir miktar şişlik ve morarma olacaktır. Bu şişlik ilk 3 gün maksimum düzeye çıkacak ve sonra hızlı bir şekilde inmeye başlayacaktır.
Burun içerisinde tamponlar alındıktan sonra nezle gibi bir tıkanıklık olacaktır; açılması bir hafta içerisinde yavaş yavaş olacaktır. Koku alma duyusu da yavaş yavaş dönecektir. Burun içerisi son halini yaklaşık 6 hafta sonra alacaktır.
Genellikle ilk 24 saat hastanede geçirilir.
Ameliyat ertesi hastaneden çıkmadan önce varsa burun tamponları çekilir.
Burun içerisine evde bakım yapmak için tuzlu su ve antibiyotikli pomatlar yanında antibiyotik haplar reçete edilir.
İlk bir hafta aktif çalışmaması, ağır yük taşımaması, araba kullanmaması önerilir. Evde istirahat ve kısa yürüyüşler tavsiye edilir.
Bir hafta sonra burundaki bazı dikişler alınır. Burun sırtındaki bantlar ve atel değiştirilir.
Hasta ameliyat sonrası ikinci hafta okul, iş ve sosyal yaşamına başlayabilir.
10-14 gün sonra tüm bantlar ve atel alınmış olur.
Bantlar alındığında özellikle burun ucu olmak üzere burun hala şiştir ve bir miktar hissizdir. Doktorun öğreteceği masaj tekniği ödemin azalmasına yardımcı olacaktır.
6 Hafta süre ile gözlük kullanılmaz, burna darbe gelmesi muhtemel sporlardan ve ağır egzersizlerden kaçınılır. Lens kullanımında bir sakınca yoktur.
Burun derisinde renk değişiklikleri ve leke oluşumundan kaçınmak için ilk bir ay burna doğrudan güneş gelmemesine özen gösterilmelidir, yaz aylarında güneş koruyucu kullanılmalıdır.
BURUN SON ŞEKLİNİ 6-12 AY SONRA ALIR, sabırlı olunmalıdır.
Yeni Görünüm
Estetik burun ameliyatının diğer estetik ameliyatlardan en önemli farkı sonucun hemen ortaya çıkmamasıdır. Ameliyat sonrası burundan rahat nefes alamamanın yanı sıra yüzde oluşan şişlikler nedeniyle nispeten sıkıntılı bir süreç yaşanır. Burundaki bantlar ve atel çıkarıldığında burun son görünümünden çok uzaktır. Burundaki bariz sorunların düzeltildiği ilk bakışta görülebilir ancak burun genel olarak hala şiştir. Aynaya ilk bakıldığında karşılaşılan görüntünün burnun son hali olmadığı unutulmamalıdır. Bu dönemde aynada sık sık burnu incelemek, fotoğraflar çekmek ve milimetrik ölçümler yaparak sonuç hakkında karar vermeye çalışmak yanlıştır. Burun içi yaklaşık 6 haftada normale dönerken, burun görünümünde detayların ortaya çıkması ve burnun son halini alması 6-12 aylık bir süre almaktadır. Özellikle ilk 3 ay içerisinde burun derisindeki şişlik yavaş yavaş azalır, burun ucundaki sertlik yumuşamaya ve burun ucu incelmeye başlar. Burun-alın açısı ve burun-dudak açısı normale döner.
Ameliyat sonrası ilk haftalarda özellikle eski haline alışmış olan yakın çevreden farklı tepkiler ve eleştiriler olabilir; hasta psikolojik olarak bunlara hazır olmalı ve sonucu sabırla beklemelidir.
Burun Düşmesi Nedir?
“Ameliyat sonrası burun çok güzel görünüyordu ama daha sonra düştü” şeklinde yorumlara rastlanır. Ameliyat esnasında burun kıkırdakları olması gerekenden fazla çıkartılmış, burun ucu yeterince desteklenmemiştir, ancak oluşan problem ameliyat sonrası erken dönemde burun derisindeki şişlik nedeniyle fark edilmemiştir. Zaman içerisinde burundaki ödem gerileyip gerçek burun görünümü ortaya çıktıkça burun sırtı ve ucundaki yetersizlik de fark edilir hale gelmektedir.
Bir miktar düşme (1-2 mm) tarafımızdan planlanır ve genellikle 2-3 ay içinde planlanmış olan seviyeye düşer.
Rinoplasti Ameliyatı Sonrası En Sık Görülen Komplikasyonlar Nelerdir?
Ameliyat sonrası erken dönemde kanama, enfeksiyon, burun derisinde dolaşım bozukluğu ve kısmi doku ölümü, dikiş malzemelerine, kullanılan bantlara ve pomatlara karşı allerjik reaksiyon görülebilir. Geç dönemde nadir görülen sorunlardan bazıları burun derisinde uzun süren şişlik ve sertlik, burunda uzun süren uyuşukluk veya ağrıdır. Burun derisinin altında dokunulduğunda hissedilen düzensizlikler olabilir, burun delikleri tam simetrik olmayabilir. Burun görünümü hastanın beklediği gibi olmayabilir.
Revizyon (Sekonder) Rinoplasti Nedir? Ne Zaman Yapılmalıdır?
Daha önce rinoplasti ameliyatı yapılmış ancak görünümü veya fonksiyonu daha mükemmel hale getirmek için ikinci kez buruna ameliyat yapılması işlemidir.
Revizyon ameliyatı gerektiren olguları başlıca iki grupta toplayabiliriz. Birinci grup deneyimsiz cerrahların, özellikle de plastik cerrah olmayanların yaptığı bariz hatalara dayalı deformitelerdir. Burun sırtının aşırı düşürülmesi, septum kıkırdağının fazla çıkartılmasına bağlı burun desteğinin azalması ve burnun çökmesi, burun ucunun yeterince yüksek olmaması, burun kemiklerinin eğri ve ayrık olması, burun-alın ve burun-dudak açılarının normalden fazla veya az olması, burnun normalden kısa ve aşırı kalkık olması bunlardan bazılarıdır. Bu tür deformitelerde genel anestezi altında burun yeniden açılır, eksik kıkırdak dokular yerine konulur (burun içi, kulak kepçesi veya kaburgadan kıkırdak alarak) ve burun yeniden şekillendirilir.
Diğer taraftan en deneyimli cerrahların yaptığı ameliyatların dahi ortalama %5-10’unda küçük de olsa bir cerrahi müdahale gerekebilmektedir. Burun sırtındaki küçük düzensizlikler, burun ucu veya burun kanatlarındaki asimetriler buna örnektir. Özellikle yara iyileşmesi döneminde burnun her tarafı aynı şekilde iyileşmeyebilir ve buna bağlı ufak tefek şişlik, çekilmeler veya düzensizlikler gelişebilir. Bazen burun ucunda normalden fazla bir sertlik ve şişlik olur; lokal kortizon enjeksiyonları yapılabilir.
Burun düzeltme, revizyon ameliyatı bir önceki ameliyattan en az 6 ay hatta 1 yıl sonra yapılmalıdır.
Burun estetiği fiyatı için en sağlıklı cevap hasta ile uzman doktor tarafından gerçekleştirilecek muayene sonrasında verilebilmektedir.
Üst Göz Kapağı Estetiği
Göz kapaklarının olumsuz görünüm ve fonksiyonunu düzeltmek amacıyla yapılan işlemleri, tıp diliyle “Blefaroplasti” ya da Göz Kapağı Estetiği olarak adlandırıyoruz.
Göz kapağı estetiği ne zaman düşünülmelidir?
Eğer üst göz kapaklarınızda gevşek ve sarkmış bir deri katlantısı varsa,
Bu deri sarkması, görünümü bozmak dışında görmeyi olumsuz etkiliyor ve üst göz kapağı hareketlerinde zorluk, hatta yorgunluk yapıyorsa,
Alt göz kapaklarında deri sarkıklığı, kapakta gevşeklik ve kapanma sorunları oluşturuyorsa,
Alt göz kapaklarındaki deri yığıntısı ve torbalanmalar, sizi yorgun, üzgün ve hatta olduğunuzdan ileri yaşta gösteriyorsa,
Kapaklardaki torbalanmalar başkaları tarafından farklı yorumlanıyor ve bu durum sizi psikolojik ve sosyal olarak etkiliyorsa
Kapak estetiği sizin için uygun bir tedavi yöntemi olabilir.
Kimlere göz kapak estetiği yapılabilir?
Ameliyat ve anestezi uygulamasını engelleyecek ciddi sağlık sorunları olmayan kişilere,
Göz kapağı girişimini engeleyecek göz hastalığı olmayanlara,
Ameliyat sonuçlarını anlayıp, gerçekçi beklenti ve sonuçlara hazır olan kişilere,
göz kapağı estetiği yapılabilir.
Göz kapağı estetiği nasıl gerçekleştirilir?
Öncelikle göz kapakları ve çevresi ayrıntılı olarak incelenir. Kapakların derisi, alttaki kas ve yağ dokusu, alın ve kaşların durumu, göze komşu yüzün yumuşak dokusundaki sarkma ve gevşeklik, alttaki kemik yapıların özellikleri, kapaklar ve çevresindeki asimetri değerlendirilir. Bazı durumlarda ameliyata, göz kapakları ile birlikte alın, kaş, yanak bölgesi dahil edilebilir.
Alt ve üst göz kapaklarında, nereden ve ne kadar doku çıkarılacağı işaretlenir.
Üst göz kapağında ameliyat, doğal doku katlantısına uyacak şekilde yapılır.
Fazla deri ve/veya kas dokusu alınır, alttaki yağ dokuları ihtiyaca göre kısmen çıkarılır ya da korunur.
Üst kapağını yukarı doğru çeken yani gözü açan kasta zayıflık veya sorun varsa düzeltilir.
Alt göz kapağındaki ameliyat, kirpik diplerinin hemen altından gerçekleştirilir. Deri fazlalığı olmayan ve deri alınması gerekmeyen torbalanmış alt kapaklarda işlem göz kapağı içinden yapılır.
Torbalanmaya yol açan yağ dokuları alınabilir veya çevre dokular üzerine yayılabilir. Bazı durumlarda yağ dokusu önündeki sarkmış dokuların kuvvetlendirilmesi tedavi için yeterli olur.
İhtiyaca göre, alt göz kapağında dışa ve yukarı doğru deri ve kas gerginleştirmesi yapılır.
Ameliyat sonrası nasıldır ve neler yapılır?
Ameliyat sonrası olası şişlik ve morlukları en aza indirmek için buz torbası ya da kompresi uygulanır.
Ciddi bir ağrı olmamakla beraber, parasetamol cinsi ağrı kesiciler kullanılabilir. Aspirin gibi kanama ve morluğu artırıcı ağrı kesicilerden kaçınılır.
Başın yüksekte tutulması önerilir, alt göz kapağını en gevşek halde tutan aşağı bakış pozisyonlarından ( örneğin yatarken TV seyretmek) kaçınmak gerekir.
İyileşme süreci, göz kapağındaki sorunların büyüklüğüne, kişinin iyileşme özelliklerine ve yapılan ameliyatın şekline göre farklılık gösterir. Üçüncü günden sonra koyu renk gözlüklerle sosyal ortamlara katılmaya başlanabilir.
Beşinci günden sonra eğer erimeyen iplikler kullanıldıysa dikişler alınır.
Ameliyat sonrası ilk iki hafta vücut iç basıncını artıran ağır cisimleri kaldırma gibi işlerden, ağır sportif aktivitelerden kaçınılır.
Önerilen göz damlası, göz merhemi gibi ilaçlar düzenli olarak kullanılır.
Alt Göz Kapağı Estetiği
Göz kapaklarının olumsuz görünüm ve fonksiyonunu düzeltmek amacıyla yapılan işlemleri, tıp diliyle “Blefaroplasti” ya da Göz Kapağı Estetiği olarak adlandırıyoruz.
Göz kapağı estetiği ne zaman düşünülmelidir?
Eğer üst göz kapaklarınızda gevşek ve sarkmış bir deri katlantısı varsa,
Bu deri sarkması, görünümü bozmak dışında görmeyi olumsuz etkiliyor ve üst göz kapağı hareketlerinde zorluk, hatta yorgunluk yapıyorsa,
Alt göz kapaklarında deri sarkıklığı, kapakta gevşeklik ve kapanma sorunları oluşturuyorsa,
Alt göz kapaklarındaki deri yığıntısı ve torbalanmalar, sizi yorgun, üzgün ve hatta olduğunuzdan ileri yaşta gösteriyorsa,
Kapaklardaki torbalanmalar başkaları tarafından farklı yorumlanıyor ve bu durum sizi psikolojik ve sosyal olarak etkiliyorsa
Kapak estetiği sizin için uygun bir tedavi yöntemi olabilir.
Kimlere göz kapak estetiği yapılabilir?
Ameliyat ve anestezi uygulamasını engelleyecek ciddi sağlık sorunları olmayan kişilere,
Göz kapağı girişimini engeleyecek göz hastalığı olmayanlara,
Ameliyat sonuçlarını anlayıp, gerçekçi beklenti ve sonuçlara hazır olan kişilere,
göz kapağı estetiği yapılabilir.
Göz kapağı estetiği nasıl gerçekleştirilir?
Öncelikle göz kapakları ve çevresi ayrıntılı olarak incelenir. Kapakların derisi, alttaki kas ve yağ dokusu, alın ve kaşların durumu, göze komşu yüzün yumuşak dokusundaki sarkma ve gevşeklik, alttaki kemik yapıların özellikleri, kapaklar ve çevresindeki asimetri değerlendirilir. Bazı durumlarda ameliyata, göz kapakları ile birlikte alın, kaş, yanak bölgesi dahil edilebilir.
Alt ve üst göz kapaklarında, nereden ve ne kadar doku çıkarılacağı işaretlenir.
Üst göz kapağında ameliyat, doğal doku katlantısına uyacak şekilde yapılır.
Fazla deri ve/veya kas dokusu alınır, alttaki yağ dokuları ihtiyaca göre kısmen çıkarılır ya da korunur.
Üst kapağını yukarı doğru çeken yani gözü açan kasta zayıflık veya sorun varsa düzeltilir.
Alt göz kapağındaki ameliyat, kirpik diplerinin hemen altından gerçekleştirilir. Deri fazlalığı olmayan ve deri alınması gerekmeyen torbalanmış alt kapaklarda işlem göz kapağı içinden yapılır.
Torbalanmaya yol açan yağ dokuları alınabilir veya çevre dokular üzerine yayılabilir. Bazı durumlarda yağ dokusu önündeki sarkmış dokuların kuvvetlendirilmesi tedavi için yeterli olur.
İhtiyaca göre, alt göz kapağında dışa ve yukarı doğru deri ve kas gerginleştirmesi yapılır.
Ameliyat sonrası nasıldır ve neler yapılır?
Ameliyat sonrası olası şişlik ve morlukları en aza indirmek için buz torbası ya da kompresi uygulanır.
Ciddi bir ağrı olmamakla beraber, parasetamol cinsi ağrı kesiciler kullanılabilir. Aspirin gibi kanama ve morluğu artırıcı ağrı kesicilerden kaçınılır.
Başın yüksekte tutulması önerilir, alt göz kapağını en gevşek halde tutan aşağı bakış pozisyonlarından ( örneğin yatarken TV seyretmek) kaçınmak gerekir.
İyileşme süreci, göz kapağındaki sorunların büyüklüğüne, kişinin iyileşme özelliklerine ve yapılan ameliyatın şekline göre farklılık gösterir. Üçüncü günden sonra koyu renk gözlüklerle sosyal ortamlara katılmaya başlanabilir.
Beşinci günden sonra eğer erimeyen iplikler kullanıldıysa dikişler alınır.
Ameliyat sonrası ilk iki hafta vücut iç basıncını artıran ağır cisimleri kaldırma gibi işlerden, ağır sportif aktivitelerden kaçınılır.
Önerilen göz damlası, göz merhemi gibi ilaçlar düzenli olarak kullanılır.
Kepçe Kulak Ameliyatı
Kulak Ameliyatı
Asıl fonksiyonları işitme olan kulaklar alışılmadık şekillerde karşımıza çıkabiliyor. Böyle olması kişinin kendini mutsuz hissetmesine sebep oluyor. En sık dış kulak deformasyonu kepçe kulak olarak adlandırılan, kulakların öne doğru kıvrımlanması durumudur.
Kulak Estetiği
Kulakta, kulak estetiği ameliyatı gerektiren doğumsal ya da edinsel nedenli birçok şekil bozukluklarına rastlanabilir. Kulağın doğumsal olarak tam ya da kısmi yokluğu, kulak çevresi ekstra kıkırdak çıkıntıları, kulağın buruşturulmuş kağıt gibi büzüşük olması (Consticted ear), Kaptan Spark gibi sivri kulaklar (Stahl’s ear) veya bir kaza sonucu kulağın kısmi ya da tümünün kaybı gibi… Toplumda en sık kulakların çok belirgin olduğu kepçe kulak deformitesine rastlamaktayız.
Kepçe kulakta anatomik sorun nedir?
Kepçe kulak, öne doğru çok belirgin olduklarından büyük gibi görünür. Oysa genellikle boyutları normaldir. Kulak gelişiminin %80-90’ı 6 yaşında tamamlanır. Yani 6 yaşında erişkin kulağı boyutlarına yakın boyutlarda kulaklara sahip oluruz. Bu nedenle kulak estetiği ihtiyacı olan kepçe kulaklı küçük çocuklarda kulakların daha büyük görünmesi normaldir. Kepçe kulak deformitesinde kulağın kafa ile yaptığı açı olması gerekenden daha geniştir. Bu kulağı dışarıya doğru açık gösterir. Özellikle arkadan bakılınca bu çok daha belirgindir. Kulağın üst 2/3 lük kısmında olması gereken kıvrımlar oluşmamıştır ve kulak sanki ütülenmiş gibi dümdüz gözükür.
Kepçe kulak estetiği
Halk arasında kepçe kulak olarak tabir edilen ve önden bakıldığında kulakların aşırı büyük görünmesi her yaşta insanı rahatsız edebilen bir durumdur. Erkek, kadın fark etmeden bu sıkıntı ile başvuran birçok hastam oluyor. Kulaklar erişkin boyutuna 6 yaşında kavuşmuş olur. Bu nedenle kepçe kulak ameliyatının diğer estetiklere istisna olarak tercihen ilkokul öncesi yapılması önerilir. Böylece okul arkadaşlarının eleştirilerine maruz kalmadan bu problemden kurtulunmuş olunur. Buna rağmen ne yazık ki çoğu hastam 18 ile 30 yaş arasında. Sanırım ülkemizde ancak o yaşlarda kişi kendi kararları ile hareket ederek bu sıkıntısından kurtulma şansına sahip oluyor.
Kepçe kulak diyip geçmeyin saçlarını bu nedenle toplayamayan hatta yüzmeyen bile var. Basında kulaklarını yapıştıranlar ile ilgili de bir haber çıkmıştı hatırlarsanız. Benim bu ameliyat sonrası en mutlu olduğum şey kontrole gelen hastamın saç, sakal tarzını değiştirip kendini daha mutlu hissederek bana gülümsemesi.
Kulaklarda belirginlik dışında daha pek çok şekil bozukluğu olabiliyor. Ama en çok gördüğümüz problem halk ağzı ile kepçe kulak.
İki ana problem vardır.
Kulak ile kafa arasındaki açı geniştir.
Kulak kıvrımları yeteri kadar gelişmemiştir.
Bu problemlerin derecelerine göre;
Kulağın tümü belirgin olabilir
Kulağın üst 2/3 ü belirgin olabilir.
Kulağın üst 1/3 ü belirgin olabilir.
Bu problemler her iki kulakta farklı derecelerde olabilir. Ya da tek kulak normal tek kulak belirgin olabilir.
Kulak belirginliği problemi yaşayan hastalarım genelde çok hassastır. Kulağın kafaya çok yakın olmasını isterler. O açıyı ayarlamak da bana düşer. Genellikle ameliyatın hemen ertesi çok yakın gibi duran kulak bir hafta için doğal görünümüne kavuşur. Böylece hem rahat gözlük kullanılabilir hem de kulak belirginliği engellenmiş olur.
Ameliyat sonrası 3 hafta saç bandını kullanmayı öneriyorum. Uzun saçlılar saçları ile de bant şekli oluşturabilir. Ameliyattan sonra 1-2 hafta kulakta uyuşukluk devam edebilir. Bu nedenle fön makinasının bu süre zarfında kullanılmamasını öneriyorum.
Kepçe kulakta değişik tipler var mıdır ?
Kulağın kafa ile yaptığı açının derecesi, kulak sayvanındaki kıvrımlarda düzleşmenin derecesine bağlı olarak değişik derecelerde kepçe kulak deformitelerine rastlanabilir. Bu durum bazen tek kulakta olur. Bazen her iki kulakta simetrik olarak olur. Bazen ise her iki kulakta asimetrik olarak olabilir. Bu deformiteye bazen kulak memesinin de öne doğru konumlanması eşlik eder.
Kepçe kulak ameliyatı ne zaman yapılmalıdır ?
Çocuk okula başlamadan kulak estetiğinin yapılması psikolojik açıdan yararlı olur. Çünkü o yaşlardaki çocuklar biraz acımasız olduğu için, kepçe kulak deformitesine sahip çocuklarla dalga geçerler. Bazı hassas çocuklar bunu kafaya takarak kendilerine güvensizlik geliştirebilirler. Daha önce yapılmamasının sebebi ise kulak gelişiminin devam etmesidir. Ancak çoğunlukla bu iş yetişkin çağlara veya bazen de ergenlik civarı yada sonrasına kalmaktadır.
Kulak Ameliyatı nasıl yapılıyor ?
Küçük yaşlarda kulak estetiği genel anestezi altında yapılır. Erişkin yaşlarda ise sakinleştirici ilaçlar kullanılarak lokal anestezi altında yapılabilir.Hasta çok endişeli ise ya da yaşça küçükse genel anestezi daha uygun oluyor. Ameliyat yaklaşık 1,5 saat sürer.
Kulak estetiği genellikle kulak kepçesi arkasından iğ şeklinde bir deri parçasının çıkartılması ile başlar. Kıvrım oluşturmak için dikiş konulacak kısımlar işaretlenir. Kıkırdak törpülenerek uygun bölgelerden kıvrılacak kıvama getirilir. Kulak tabanı ile kafa kemik zarı arası dikişler ile kulak ile kafa arasındaki açı daraltılır. Kulak sayvanına daha önceden planlanan bölgelere konulan dikişler ile şekil verilir. Bazı kulak yapılarında kulak kepçesine kıvrım yapıldıktan sonra kulak kepçesinin çekimi ile kulak memesinin de arkaya doğru dönmesi beklenirken dönmediği hatta daha belirgin olarak öne doğru dönük kaldığı gözlenir. Bu gibi durumlarda özel bir teknikle kulak memesi arkasından doku çıkarılarak kulak memesinin de arkaya kıvrılması sağlanır. Kulak arkası deri estetik dikiş ile onarılarak kulak ameliyatı tamamlanır. Pansuman yapılır. Lokal anestezi altında ameliyat olan hastalar aynı gün evlerine gidebilirler.
Ameliyat sonrası saç bandı altında gizlenebilir küçük bir pansuman koyuyorum. Bu pansumanı ertesi gün çıkarmak mümkün. Dikiş alımı yok ilk kontrol 4. gün sonra da 15. gün. Kulak estetiği ameliyatının 3. günü ılık su ile banyo yapılabilir. Bir gün dinlendikten sonra ağır işi olmayan kişiler saç bandını kullanarak iş başı yapabilirler. Daha ağır işi olanların 3 gün dinlenmeleri daha sağlıklı olur.
Ameliyat sonrası nelere dikkat edilmelidir?
Kulak estetiği ameliyatından bir gün sonra pansuman değiştirilerek kulağın tümünü örtecek çok sıkmayacak kıvamda bir saç bandı takılır. Bu bant yaklaşık 3 hafta devamlı takılmalıdır. Bu sayede eski haline dönmek isteyen kıkırdağı tutan dikişlerdeki yük azaltılmış olur. Kıkırdak sertleşerek yeni pozisyonunda iyileşir. Saç bandının bir başka fonksiyonu da kulak estetiği sonrasında ilk günlerde ödemi azaltmak, şişliğin biraz daha çabuk düzelmesini sağlamak ve uyurken kulağın yastığa sürtünmesini ya da zorlanmasını önlemektir.
Kulakta birkaç hafta sürecek bir hissizlik olabilir. Bu dönemde saç kurutma ve fön işlemlerinden uzak durulmalıdır.
Kulak estetiği sonrası iz kalır mı?
Kulak estetiği için yapılan ameliyat kesisi kulak kepçesi arka tarafındadır. Bu izin yeri kulak estetiği sonrasında kafaya arkadan bakıldığında görünmez. Ancak kulağın dışa çekilmesiyle görünebilir. Bu iz 6-12 ayda giderek azalır neredeyse belirsiz hale gelir.
Kulak estetiği sonrası oluşabilecek sorunlar nelerdir ?
Her ameliyattan sonra görülebilen kanama sonucu kulak içinde kan toplanması (hematom) Kulak estetiği ameliyatı sonrası da olabilir. Bu kolaylıkla fark edilip kanın enjektör ile boşaltılması ile düzeltilebilir.
Kıkırdak dokusunda enfeksiyon gelişme ihtimali çok zordur. Alınan tedbirlerle bu durum daha da azaltılır. Fakat bu durum oluşursa kulak şeklini bozabilir. İkinci bir ameliyat ile kıkırdak transferi yapılması gerekebilir.
Birçok hastanın zaten ameliyattan önce bir miktar asimetrisi vardır. Bazen simetriyi sağlamak için kulağın tekinde çok az problem varsa bile simetriyi sağlamak için kulak ameliyatı yapılması gerekir. Kulakların ikisi de aynı anda görülerek ameliyat edilemediğinden simetriyi tam olarak sağlamak oldukça güçtür. Fakat kulak kepçe görünümünden kurtulunca asimetrilerde daha az görünür hale gelir.
Kulakları kepçe olan hastalar genellikle kulak kafaya ne kadar yakın olursa o kadar daha çok mutlu olurlar. Fakat bu durum kulaklara doğal olmayan bir görüntü verir. Bu nedenle kulak estetiği ile kulaklar yeterli ölçüde kafaya yaklaştırılmalıdır. Ameliyat sonrası ilk dönemde bir miktar böyle görünen kulaklardaki ödem azaldıkça daha doğal bir görünüm oluşur
Bazen ameliyattan 4-5 ay sonra kulağa konulan dikişler sivilce yaparak dışarı çıkmaya çalışabilir. Bu gibi durum oluşursa doktorunuza başvurun. Pansuman ile bu bölge temizlenerek dikişler alınır. Dikişlerin alınmasının hiçbir sakıncası yoktur. Kulak yeni şeklini daimi olarak almıştır.
Yüz Germe Ameliyatı
Yüz germe estetiği, yüzde meydana gelmiş olan deformasyonların ve şekil bozukluğunun giderilmesi ve zamanla ortaya çıkan yaşlılık belirtilerinin engellenmesi amacıyla yapılan cerrahi işlemlere denilmektedir.
Yaşamımız süresince hareket halinde olan yüz kasları, güneş, yer çekimi, günlük stres, vb. sebepler yüzde yaşlı bir görünüm oluşturarak yüz germe estetiğine ihtiyaç duyulmasına sebep olur. Yüzde bulunan kas ve dokuların gerginleştirilmesi, yağ oranının azaltılmasıyla daha genç bir görünüme kavuşulur. Yüzlerinden yaşlı görünümü silmek isteyen kadınların gerekli deformasyonların düzeltilmesiyle olduğundan 10-15 yaş gençleştiğini söylemek mümkündür.
Genellikle orta yaş ve üzeri olan hastalarda istisnai durumlar olmadığı sürece alt sınır yaş; kadınlar için 17 ve erkeklerde 18 olarak belirlenmiştir. Üst sınır yaş doktorlar tarafından hastalarda mevcut olan sağlık durumunun değerlendirmesine göre değişmektedir.
Genel veya lokal anestezi ile gerçekleştirilen yüz germe estetiği ameliyatı ortalama 5 saate kadar tamamlanmakta olup, bu süre gerçekleştirilecek müdahalelere göre uzayıp kısalmaktadır.
Ameliyat öncesi en önemli şart hastanın sigarayı terk etmesidir.
Her cerrahi müdahalede bulunan risklere benzer riskler yüz germe estetiğinde de bulunmaktadır. Bu risklerden bazıları sinir hasarı, asimetri, deri altında kan birikmesi, saç çizgisinin değişmesi, anesteziye bağlı oluşabilecek riskler ve deri altında kan birikmesidir. İyileşme süresi kişiye göre değişmekte olup ortalama iki hafta sürmektedir ve iyileşme sonrası işe gidilebilir.
Ameliyat sonrası yapılan değişiklikler kalıcı olsa da ameliyat öncesi ameliyat sebebi olan doğal durumlarla yüz yaşlandıkça ameliyatı tekrar ettirme isteği doğabilir. Ameliyat sonrası yüz yaşlanması devam edecektir.
Klasik Yüz Germe Ameliyatı Ardından;
- 1-2 gün sonra taburcu olunur.
- Yüz 2-3 gün baskı yapmayan bir bandajla sarılı olur.
- Yüzün tamamen iyileşmesi yaklaşık 6 ay kadar sürse de dikkat çekici şişlik ilk haftalarda iner. Yüz tamamen iyileşene kadar güneşe uzun süre maruz kalınmaması, mümkünse güneşli ortamlardan kaçınılması gerekmektedir. Önlem olarak 30 faktörün üzerinde koruma kremleri kullanılabilir.
- Yüzde operasyon sonrası hissedilecek uyuşukluk ve gerginlik ilk haftalarda zamanla geçer.
- Kişiye göre değişen morlukların yok olma süresi cilt hassasiyetine göre 15 güne kadar uzayabilir.
- Ameliyat sonra tavsiye edilen sigara kullanmama süresi 3 haftadır. Bu süreye uyulması riskleri azaltma açısından önemlidir.
Klasik Yüz ve Boyun Germe
İki farklı operasyon olan klasik yüz germe ve boyun germe aynı anda gerçekleştirildiği için beraber değerlendirmek mümkündür. Endoskopik üst ve orta yüz germe müdahaleleri ile birlikte veya sonrasında klasik yüz germe ve boyun germe operasyonu yapılması etkinliği arttırmaktadır ve çeşitli yüz gençleştirme ameliyatlarının tamamlayıcısıdır denilebilir.
Yaşı ilerlemiş hastaların boyun derisi gevşekliğine, boyunda oluşan sarkmaya ve boyun kasına müdahale edilme ihtiyacı duyulsa da kısmen daha genç olan hastalarda endoskopik tekniklerle yanak önünde belirginleşen fazla derinin toparlanması, ağız kenarlarında oluşan sarkıklığın giderilmesi ve gerilmeyle birlikte çene kenarlarının belirginleşmesi için sadece klasik yüz germe ameliyatı ile çözüme kavuşulabilir.
Yüz Germe Estetiği Operasyonu
Yüz germe estetiği, yüzde meydana gelmiş olan deformasyonların ve şekil bozukluğunun giderilmesi ve zamanla ortaya çıkan yaşlılık belirtilerinin engellenmesi amacıyla yapılan cerrahi işlemlere denilmektedir.
Yaşamımız süresince hareket halinde olan yüz kasları, güneş, yer çekimi, günlük stres, vb. sebepler yüzde yaşlı bir görünüm oluşturarak yüz germe estetiğine ihtiyaç duyulmasına sebep olur. Yüzde bulunan kas ve dokuların gerginleştirilmesi, yağ oranının azaltılmasıyla daha genç bir görünüme kavuşulur. Yüzlerinden yaşlı görünümü silmek isteyen kadınların gerekli deformasyonların düzeltilmesiyle olduğundan 10-15 yaş gençleştiğini söylemek mümkündür.
Genellikle orta yaş ve üzeri olan hastalarda istisnai durumlar olmadığı sürece alt sınır yaş; kadınlar için 17 ve erkeklerde 18 olarak belirlenmiştir. Üst sınır yaş doktorlar tarafından hastalarda mevcut olan sağlık durumunun değerlendirmesine göre değişmektedir. Genetik ya da farklı sebeplerle yaşı genç hastalar da yüz germe ameliyatından faydalansalar da genellikle orta yaş hastaların tercih ettiği bir ameliyattır.
Genel veya lokal anestezi ile gerçekleştirilen yüz germe estetiği ameliyatı ortalama 5 saate kadar tamamlanmakta olup, bu süre gerçekleştirilecek müdahalelere göre uzayıp kısalmaktadır.
Ameliyat öncesi en önemli şart hastanın sigarayı terk etmesidir.
Her cerrahi müdahalede bulunan risklere benzer riskler yüz germe estetiğinde de bulunmaktadır. Bu risklerden bazıları sinir hasarı, asimetri, deri altında kan birikmesi, saç çizgisinin değişmesi, anesteziye bağlı oluşabilecek riskler ve deri altında kan birikmesidir. İyileşme süresi kişiye göre değişmekte olup ortalama iki hafta sürmektedir ve iyileşme sonrası işe gidilebilir.
Ameliyat sonrası yapılan değişiklikler kalıcı olsa da ameliyat öncesi ameliyat sebebi olan doğal durumlarla yüz yaşlandıkça ameliyatı tekrar ettirme isteği doğabilir. Ameliyat sonrası izler belli belirsiz olduğu için hastaları etkilememektedir ama yüz yaşlanması devam edecektir.
Yüzdeki yaşlılık belirtileri nelerdir?
Hareket halinde olan yüz kasları, güneş, yer çekimi, günlük stres, vb. sebeplerle yüzde bulunan kas ve dokuların gerginleştirilmesi, yağ oranının azaltılması gibi gereksinimlere ihtiyaç duyan yüz görünümüne yaşlılık belirtisi denilebilir.
Yüz estetiğinin bozulmasına sebep olan etkenler nelerdir?
Yüz estetiğinin bozulmasında en temel etken yaşın ilerlemesidir. Bununla birlikte fazla mimik kullanımı, sık kilo alıp verme, sigara kullanımı, güneş ışıklarına doğrudan uzun süre maruz kalma, stres, sürekli bilgisayar kullanımı da yüz estetiğinin bozulmasına sebep olan etkenlerdir.
Yüz germe operasyonu için kimler uygundur?
Genellikle orta yaş ve üzeri olan hastalarda istisnai durumlar olmadığı sürece alt sınır yaş; kadınlar için 17 ve erkeklerde 18 olarak belirlenmiştir. Üst sınır yaş doktorlar tarafından hastalarda mevcut olan sağlık durumunun değerlendirmesine göre değişmektedir. Genetik ya da farklı sebeplerle yaşı genç hastalar da yüz germe ameliyatından faydalansalar da genellikle orta yaş hastaların tercih ettiği bir ameliyattır.
Yüz germe estetiğiyle beraber hangi estetik müdahaleler yapılabilir?
Yüz germe estetiğiyle birlikte yüz bölgesinde estetik olarak deformasyona uğramış başka bölgeler mevcut ise, yüz germe estetiğiyle birlikte kaş kaldırma, şakak germe, badem göz estetiği, göz kapağı estetiği ve elmacık estetiği gibi operasyonlarla bu sorunlar giderilebilir. Bunların yanında nadir de olsa gerek duyulması halinde alanında uzman olan cerrahlar tarafından burun estetiği ve çene ucu estetiği de başarıyla ve kolaylıkla gerçekleştirilebilir.
Klasik yüz germe ameliyatı nasıl uygulanır?
Cerrahi müdahalelerin tümünde olduğu gibi ameliyat öncesi doktorlarla hastaların diyaloğu çok önemlidir. Hastanın alışkanlıklarının, sahip olduğu hastalıkların, daha önce geçirdiği ameliyatların ve kullandığı ilaçların estetik cerrah tarafından bilinmesi gerekir. Alkol, sigara ve zararlı madde alışkanlığı, hipertansiyon, kalp ve damar, karaciğer, vb. sorunlarla ilgili bilgiler estetik cerrah tarafından değerlendirilerek durum hakkında bilgi edinilerek gerekli önlemler alınarak ameliyat planları yapılır. Bu planlamalarda hastanın yüz ve boyun bölgelerinde meydana gelmiş olan şekil bozuklukları göz önünde bulundurularak kemik yapısı, sarkma miktarı, yağlanma oranı ve cilt dokusuna göre hareket planı oluşturulur ve kullanılacak teknikler ortaya konur. Deformasyonun meydana geldiği bölgeye ve derecesine göre çeşitli yöntemler kullanılabilir.
Ameliyattan üç hafta öncesinde sigara kullanımının bırakılması önemlidir.
Genel veya lokal anestezi ile gerçekleştirilen yüz germe estetiği ameliyatında ağrı hissedilmez ve ortalama 5 saate kadar tamamlanmakta olup, bu süre gerçekleştirilecek müdahalelere göre uzayıp kısalmaktadır.
Yüzdeki sarkmış derinin gerilebilmesi için sarkmış deri, sıkılığını yitirmiş kaslar ve yağ oranına göre fazlalık olan bölüm, genellikle kulak ve yanağın birleştiği bölümde açılmış olan kesiden alınır. Daha sonra bu kesiler iz kalmaması için özel yöntemlerle dikilir. Boyun germe yönteminde çene altı ve kulak arkası kesileri kullanılırken, endoskopik yüz germe ameliyatlarında saçlı deriden mini kameralarla yüz dokusunun iç görüntüsünü alma amacıyla kesiler açılır.
Yüz germe operasyonu ardından iyileşme sürecinde neler yaşanır?
Ameliyatın sahip olduğu risklerin az olması, iyileşme sürecine rahatlık olarak yansır. Ameliyat sonrası iyileşme süreci hastalar için zor bir süreç olmayacaktır. Ameliyat sonrası konulan bandajlar ve varsa diren ikinci günde çıkarılır. Ağrı kesiciler sayesinde yaşanacak hafif şiddetli ağrıların önüne geçilir. Yaklaşık 1 hafta sonunda dikişler alınır. Yüzdeki şişmelerin tamamen iyileşmesi 6 aya kadar sürebilse de şişme ve morluklar ilk hafta içerisinde gözle görülür bir biçimde iyileşir. Kişinin cilt hassasiyetine bağlı olarak 15 güne kadar morluklar iyileşmeyebilir. Belirli belirsiz olan ameliyat izleri bir sene sonrasında tamamen kaybolacak şekilde ten rengine dönecektir.
Alın Germe Ameliyatları
Alın germe ameliyatı, özellikle yüz germe ve göz kapağı estetiği ihtiyacı olan hastalarda gerekebilen bir durumdur. Aslında mimik çizgilerimizden olan alın çizgileri, zamanla derinleşerek dikey ve yatay çizgiler oluşturur. Buda kişiye yorgun ve yaşlı bir ifade kazandırır. Kaş düşüklüğü, alın kırışıklıkları ve çatık kaşlar alın germe ameliyatı nedenlerindendir.
Yüksek kaş, çatık olmayan kaş ve gergin bir alın bu ameliyatla planlanan hedefledir. Aşağıdaki özelliklerden birine ya da birkaçına sahipseniz alnınızı gerdirmeyi düşünebilirsiniz.
Kaşlarınız düşükse ve olması gerekenden aşağı durarak yorgun ve üzgün görünmenize neden oluyorsa,
Alnınızda düzelmeyen derin yatay çizgiler varsa, İki kaşınızın arasında burnunuza doğru uzanan derin dikey bir veya iki çizgi oluşmuşsa,
Alın Germe Ameliyatı İle Birlikte Yapılabilecekler
Alın germe ameliyatı bu problemlerin düzelmesini sağlar. Kaşlar istenen oranda kaldırılabilir. Genellikle bu müdahale fazla derinin alındığı ve yüzün orta ve alt bölümünün sıkılaştırıldığı yüz germe ameliyatı ile birlikte yapılabilir. Şayet üst göz kapağınızın sarkmış ve gözlerinizin altında torbacıklar oluşmuşsa estetik cerrahınız alın germe ameliyatının yanında göz çevresi ameliyatı da önerebilir.
Ameliyat öncesinde doktorunuz, muayene sırasında siz çeşitli mimikler yaparken her adalenin hareketine dikkat ederek alnınızı ve üst gözkapağı bölgenizi inceler. Sonra kaşlarınızın düşük olup olmaması, yüzünüzdeki oranlar, üst gözkapağınızdaki fazla deri miktarı ve saçlarınızın alnın neresinden başladığını da göz önünde tutarak sizin için en uygun ameliyat tekniğine karar verir. Ameliyat sıklıkla genel anestezi altında yapılır. Alın germe ameliyatı, yüz germe ve göz kapağı estetiği ile birlikte yapılabilir.
Alın Germe Ameliyat Süreci
Alın germe ameliyatında, saçlı deri içinden bir kesi yapılır. Daha sonra alnınızı saran deri alttaki dokulardan ayrılır ve bu bölgede bulunan kaslara müdahalede bulunulur. Fazla olan deri çıkartılarak kesi anatomik planda kapatılır. Operasyondan sonra 5 gün alın ve göz çevresinde şişlikler olacaktır. 1-2 pansuman yeterli olacaktır. Yaklaşık 10 günde dikişler alınacaktır. Dikişler saç içerisinde olduğundan ameliyat izi kalmamaktadır. Günlük hayatınıza ve işinize 7-10 günde dönebilirsiniz.
Alın Germe Ameliyatına Alternatif Ameliyatsız Uygulamalar
Hasta eğer ameliyat tercih etmeyecekse alın germe ameliyatı yerine yapılabilecek bazı alternatif uygulamalar mevcuttur. Bunlardan botoks, ulthera ve fraksiyonel lazer uygulamalarıdır. Botoks ile 6 ay süreyle geçici olarak alın kırışıklıklarınızdan kurtulabilirsiniz.
Ulthera ise ameliyatsız tedavi edici tek seanslık bir uygulamadır, 1,5 mmlik başlığı ile kırışıklıklarınızı büyük ölçüde giderecektir. Yine karbondioksit fraksiyonel lazer ile ortalama 3 seansda alın kırışıklıklarından ameliyatsız bir şekilde kurtulma sağlanabilmektedir.
Kaş Kaldırma Ameliyatları
Yüzümüzdeki en önemli estetik yapıların başında kaşlar gelir. Çünkü yüze mimik kazandırma özelliğini taşırlar. Kaş kaldırmaestetiğinin sosyal hayatımızın şekilmesinde mimiklerimiz ve yüz ifadelerimizin yeri vardır.
Yüz görüntüsünde önemli yere sahip, bakışlarımızı ve mimiklerimizi ortaya çıkaran kaşlardır. Sizi yorgun, sinirli, mutlu yada üzgün gösterecek olan kaşlarınızdır. Bununla birlikte enerjik ve genç görünüme de etkisi vardır. Peki estetik görünüm açısından ideal kaş nasıl olmalıdır? Bu sorunun cevabı yüz şeklinize göre belirlenmektedir. Kaşlarınızda yapılacak revizyonlarda hekimlerimizle birlikte ortak karar verilerek doğru sonuç elde edilebilmektedir.
Nasıl Yapılır?
Kaş kaldırma ameliyatı, askı yöntemi ve botox uygulanan en sık kaş kaldırma yöntemleri arasında yer alır. Ancak yöntemin belirlenmesi için bir kaç önemli faktör vardır.
– Hastanın yaşı
– Kaşın durumu
– Bozulmanın boyutu ve sebebi
Kaş kaldırma tek başına yeterli midir?
Bunu belirleyen en önemli unsur hastanın yaşıdır. Orta yaşlı hastalarda sadece kaş estetiği genç ve dinamik bir görünüm için yeterli olabilmektedir. Ancak ilerlemiş yaşlardaki kimselerde göz kapağı ve göz çevresi estetiği, alın ve şakak germe ile ameliyatsız yüz gerdirme işlemleri de önerilebilmektedir.
Kaş Kaldırma Yöntemleri
- Botoks Tekniği5-6 dakikada tamamlanan ve ağrısız bir işlem olan botoks ile kaş kaldırma tekniği, enjeksiyon yöntemine dayanır. Buradaki hedef düşük kaşların yüz şekline göre tekrar yukarı kaldırmaktır. Daha dikkat çekici bir görüntü elde etmek için göz kenarları ve alındaki kırışıklıkların giderilmesi gerekebilir. İşlem sonrası hafif şişlik, kızarıklık yada morluklar buz presi ile geçirilir. Kişi bir kaç dakika içinde normal hayatına devam eder. Sonuç ne zaman görülür sorusunun cevabı olarak 7-10 gün denebilir. Tekrar hatırlatmak gerekir ki ileri yaşlardaki hastalarda, yani göz kapağı sarkması sorunu olan kişilerde tek başına kaş kaldırma işlemi genel görüntü açısından beklentinizin altında kalabilir.
- İple Kaş KaldırmaAskılama yöntemi denilen bu teknikte saç içinden ve kaşların üzerinden olmak üzere iki yönlü germe tekniğine dayanır. İşlem kulağa ağır bir operasyon gibi gelsede aslında pratik ve basit bir yöntemdir. Bu işlemle alındaki kırışıklıklar giderilir, kaşlar estetik bir görünüme sahip olacak şekilde yukarıya asılır. Hasta aynı gün normal hayatına döner. Ancak bu yöntemde kalıcılık süresi vardır. Bu zaman 9 – 20 ay arasındadır.
Çene ve Elmacık Kemiği Estetiği
Elmacık kemiği estetiği yapılmasının iki sebebi vardır. Bunlardan biri elmacık kemiklerinin yüz bölgesinde belirgin olmaması, diğeri ise yaşı ilerleyen kişinin yüz dokularındaki değişimdir. Yüzün genç görünümünde elmacık kemikleri ve çenenin büyük etkisi vardır. Genç yaşlarda bu üçlü yapı üçgen şeklinde iken yaşlanmaya başlayan cilt ile yüz çevresinde dikdörtgen bir görünüm ortaya çıkmaya başlar. Toplumumuzun elmacık kemikleri belirgin değildir. Bu, kişilerin yaşlanması daha geç olduğundan dolayı avantaj sağlarken, güzellik kriterlerinde elmacık kemiklerinin belirgin olması gerektiğinden dolayı büyük bir dezavantajdır. Bu olumsuzluğu gidermek için elmacık kemiği estetiği yapılması gerekir. Kişinin durumuna göre estetik için farklı teknikler kullanılır.
Yüzde bulunan kemikleri büyütmek için, genellikle yüz protezleri kullanılır. Yüz protezleri kemiklerin üzerine eklenerek büyütülmesi istenen kemiklerde daha çıkık bir görünüm elde edilir. Bu protezler elmacık kemiğinde ve alt çene ucu sorunlarında kullanılır. Alt çene ucu sorunları için kullanılan farklı yöntemler mevcuttur. Çene ve elmacık kemiği estetiği uygun planlama ve uygun zamanda yapıldığında mükemmel sonuçlar alınır ve istenen güzelliğe kavuşulabilir.
Elmacık kemikleri büyütme teknikleri nelerdir?
Yağ transferi yöntemi: Uygulama lokal anestezi kullanılarak yapılır. Kişinin vücudunun bölümlerinden alınan yağlar, elmacık kemiklerine enjekte edilir.
İmplant yöntemi: Uygulama genel anestezi altında yapılır. İleri aşamada yüz ortasında düzleşme meydana gelmiş hastalar için tercih edilen bir yöntemdir. Yaklaşık bir saat süren bir operasyondur. Bu uygulamada ağız içindeki kesiden girilerek elmacık kemiklerine ulaşılır ve protez yerleştirilir. Ağız içindeki kesiler operasyon sonunda çok ince estetik dikişlerle kapatılır. Ameliyat sonrası yanaklarda gerilme ve hafif sızlama hissedilebilir, morluk ve şişkinlikler meydana gelebilir. Bu morluk ve şişkinliklerin geçmesi için baş yukarı uyumak ve bölgeye soğuk kompres yapılması gerekir. Bu etkiler kişiden kişiye farklılık göstererek, genellikle iki hafta içinde son bulur.
Yüz ortasından germe ya da askılama yöntemi: Bu yöntemde şakakta bulunan saçlı alandan delikler açılarak yüz bölgesine girilir. Endoskopik yöntemlerle birleştirilerek uygulanabilir. Operasyon sonrasında hastalarda herhangi bir iz kalmaz.
Geçici dolgu maddeleriyle yapılan yöntem: Bu yöntemde istenilen sonuç geçici olarak elde edilir. Sebebi uygulamada kullanılan dolgu malzemelerinin geçici olmasıdır. Hastanın elmacık kemikleri bir süre sonra eski haline döner. Bu süre kişiden kişiye farklılık gösterir.
Çene estetiği nedir?
Çekici olarak kabul gören bütün yüzlerde yüz iskeletini oluşturan parçalar arasında yapısal simetri ve denge mevcuttur. Yüz iskeletinin dengeli olması ise yüzü oluşturan kemikler arasında üç boyutta uyum ve doğru estetik oranların bulunması ile mümkün olabilmektedir.
Bu doğrultuda çene değerlendirmesi komşuluğunda bulunan dudaklar, dişler ve burun gibi anatomik yapılara göre yapılmalıdır. Çene yapısındaki estetik problemlerin düzeltilmesi yüzü oluşturan yapılar arasındaki uyumu sağlarken ağzın, dudakların ve burnun görünümüne de olumlu katkıda bulunduğundan yüz bölgesinde estetik müdahale talebi olan bütün hastalarda çene yapısının da değerlendirilmesi ve daha iyi bir estetik sonuç için çene ile ilgili estetik problemlerin de çözülmesi önerilmektedir.
Çene kemiklerinde var olan sorunlara göre çeşitli tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Isırma sorunlarında ortognatik cerrahi uygulanabilir. Çenedeki eksiklik çene ucu protezi ile giderilebilir. Kemikteki fazlalıklar ise kemik törpüleme uygulaması ile giderilebilir ve kişinin istediği mükemmel sonuç elde edilmiş olur.
Çene ucu estetiği sonrasında oluşabilecek komplikasyonlar nelerdir?
Operasyon sonrasında oldukça nadir sorunla karşılaşılır ama her cerrahi müdahalede olduğu gi oluşabilecek sorunlar vardır. Karşılaşılan bu sorunlar da çok önemli değildir. Operasyon sonrası iki veya üç gün şişlikler meydana gelebilir. Bazen de iyileşme döneminde hastayı rahatsız etmeyecek kadar hafif asimetri oluşumu gözlenebilir.
Çene ucu estetiği nasıl uygulanır?
Çene ucu estetiği ameliyatlarına genel olarak Genioplasti ameliyatları adı verilmektedir. Ameliyattan önce bir muayene yapılır. Yapılan bu ilk muayenede çene ve yüz oranları, dişlerde olabilecek ortognatik sorunlar ve yüzde genel gelişim durumu incelenir. Gerekirse operasyon öncesinde radyolojik incelemeler de yapılabilir. Ameliyata olumsuz etkisinin olacağı düşünülen alışkanlık vb. durumlar söz konusu ise hasta bilgilendirilerek tedbirler alınır.
Çene ucu estetiği (genioplasti) ameliyatı genel anestezi altında yapılır ve normal şartlarda yaklaşık 1 saat kadar sürmektedir. Kişinin çene altından ya da ağız içinden açılan kesiden protez yerleştirilir. Kesi ağız içinden yapıldığı için yüzde herhangi bir iz kalmamaktadır. Ameliyat dikişleri kendiliğinden eriyen dikişler olduğu için dikiş alınmasına gerek olmaz.
Hasta bir gün hastanede kaldıktan sonra evine taburcu edilir. Ağrı genellikle azdır ve ağrı kesici kullanmakla iyi tolere edilir. Ağız ve çenedeki şişlikler ortalama 1 hafta da iyileşmektedir. Ağız içindeki kesiler iyileşene kadar yaklaşık 6-7 gün sıvı gıdalar ile beslenmek yeterlidir. çene ucu estetiği ( genioplasti ) olan kişilerde ameliyattan sonra geçici de olsa, alt ve üst dişlerin birbirine bağlanmasına gerek yoktur.
Çene ve elmacık kemiği estetiğinde kullanılan implantlar
Yüzde büyütme operasyonlarında hastanın vücut dokularıyla uyumlu olan implantların yani protezlerin yerleştirilmesiyle yapılır. Bu protezler üst çene kemiği, alt çene kemiği ve elmacık kemiğinde uygulanabilir. Yüzde küçültme operasyonları ise kemiklerin törpülenmesi ve kesilmesiyle yapılır.
Çene ucu implantları
Alt çene kemiği küçük ve çene ucu geride olan kişilerde uygulanabilir. Bu operasyonda çene ucuna yerleştirilen implantlarla alt çenenin uzatılması ve yüz orantısının düzeltilmesi mümkündür. Vücut ile uyumlu bir materyal olan ve tıpta tıkanmış büyük damarların yerine yama olarak kullanılan çene ucu implantları yada silikon çene ucu implantları kullanılmaktadır. Bu protezler yarım ay şeklindedir ve değişik uzunluk ve kalınlıkta tipleri üretilmiştir. Politetrafiloruetilen implantların özel gözenekli yapısı nedeniyle zamanla kemik hücreleri gözeneklerin içine girerek o bölgede kemikleşmeyi sağlamaktadır. Bu işlem ağız içinden dudak ile dişler arasındaki oluktan yapılan bir kesi yoluyla yada çene alt bölgesinde deriye yapılan 2-3cm yatay bir kesi yoluyla gerçekleştirilebilir. Yapılan işleme ve hastanın isteğine göre genel anestezi ya da lokal anesteziyle protezler yerleştirilir. Bu işlem birçok hastada genellikle burun estetiği ile birlikte aynı seansta yüz orantısını dengelemek amacıyla yapılmaktadır. Bu operasyondan sonra ciddi düzeyde bir şişlik ve morluk oluşmaz, hasta işlemin yapıldığı gün evine dönebilmektedir. Çene ucuna konulan flasterler birkaç gün sonra çıkartılır. Ağız içinden yapılan uygulamalarda birkaç gün sıvı yumuşak diyet önerilir.
Alt çene kemiği (Mandibula) açı bölgesi implantları
Kulak memesinin birkaç cm alt ve ön bölgesinde alt çene kemiği (mandibula) açılanma yapar. Mandibula’ nın az geliştiği bu bölgesi silik olan kişilerde yüzdeki orantıyı dengelemek ve daha çıkıntılı bir alt çene kemiği oluşturmak için politetrafloroetilen implantlar kullanılabilir. Bu implantlar L şeklindedir ve değişik uzunluk ve kalınlıklarda üretilmiş formları mevcuttur. Uygulama ağız içinden yapılacak bir kesiyle yapılır. Yapılan işlem sonrası hastalar hemen eve dönebilir. Yüzde olan elastik bandajlar, ameliyattan sonraki birkaç gün içinde çıkarılır.
Üst çene kemiği (Maxilla) implantları
Üst çene kemiği (Maxilla) gelişimi kişiye göre değişiklik gösterir. Üst çene kemiğinin gelişiminin az olması, alt çeneyle üst çene arasında olan orantıyı olumsuz olarak etkiler. Dolayısıyla burnun yüzde durduğu yer de etkilenir. Üst çene kemiği daha az gelişen kişilerde ağız içinden yapılacak kesiyle implantlar yerleştirilir. Bu dişlerin üzerinde ve burun kanatlarında belirli bir dolgunluk meydana getirir. Aynı zamanda burun deliklerinin olduğu bölümün biraz daha öne getirir. Üst çene kemiği implantları çoğunlukla burun estetiği ameliyatıyla birlikte yapılacak bir işlemdir. Tek başına uygulandığında, hastalara lokal anestezi yapılır.
Elmacık kemiği (Zygoma) implantları
Elmacık kemiği (Zygoma) çıkıntısı az olan kişiler daha güzel bir görünüme sahip olmak için elmacık kemiği estetiği yaptırırlar. Operasyonda kullanılan implantlar farklı uzunlukta ve değişik kalınlıkta üretilmiştir. Bu protezlerin seçiminde hastaların yüz orantısı değerlendirilerek uygulama yapılır. Kişilerde elmacık kemiğine yapılan implant uygulamasında başarıyı etkileyen etkenler implantın boyutlarıyla, bunların yerleştirildiği yerin doğru seçilmesidir. Yapılan işlemde sedasyon destekli lokal anestezi veya genel anestezi uygulaması yapılır. Bu implantlar ağzın içinden üst dudakla dişler arasındaki oluktan yapılacak kesiden yerleştirilir. Doğru ve uygun şekilde yerleştirilen protezler kişilerde göze hoş gelen bir görüntü meydana getirir. İstenen mükemmel sonuç elde edilir. Yapılan uygulamadan sonra, hastalarda önemli sayılacak morluk ve şişlik meydana gelmez. Hastalar birkaç günde normal yaşamına geri dönebilir. Bunun dışında hastaların birkaç gün süreyle beslenmesinde yumuşak gıdaları tercih etmesi önerilir.
Meme Estetiği
Meme Büyütme
Günümüzde kadınların en çok önem verdiği estetik operasyonların başında meme büyütme operasyonları gelmektedir. Kadınlarda cinselliğin en önemli temsilcilerinden olan meme bölgesi, kadınlar için öz güven oluşturan bölgelerden bir tanesi olarak görülmektedir. Bu nedenle küçük göğüslere sahip olan kadınlar psikolojik olarak kendilerini kötü hissetmekte, öz güven eksikliği nedeniyle ilişkilerinde bir takım problemler yaşamaktadır. Bunun yanında sadece bu açıdan düşünülmemesi gereken meme büyütme operasyonlar, kişinin kendini beğenmesi noktasında da karşımıza çıkabilir. Aynaya baktığında orantılı bir vücut görmek hemen hemen bütün kadınların hayalidir. Bu hayalin gerçekleşmesi için de küçük göğüslerden kurtulmak, başka bir deyişle meme büyütme operasyonu yaptırmak gerekmektedir. Meme onarımı da diyebileceğimiz bu durum için meme dokusunun altına silikon ve protez malzemeler yerleştirilerek göğüs bölgesinde dolgunluk ortaya çıkarılır. Bu da kişilerin psikolojik olarak kendilerini iyi hissetmelerine, öz güvenlerinin yerine gelmesine ve ilişkilerinde daha güzel günler geçirmelerine sebep olacaktır.
Memelerde yaşanan bozulmalar veya genetik olarak gelen şekil bozuklukları estetik operasyonlarla kolayca düzeltilmektedir. Özellikle meme kanseri olan hastalar için de meme onarımı son derece garanti tedavi yöntemlerinden bir olmaktadır. Bilindiği üzere meme kanseri sonrasında memelerde belirgin bir bozulma ortaya çıkabilir. Hatta bu bozulma haricinde kanserli memenin alınması bile ihtimaller dahilinde olabilir. Bu nedenle meme kanseri hastalığına yakalanan kişilerin de tedavi sonrasında estetik operasyon geçirme imkanları bulunmaktadır. Meme hacmi omuz genişliği ve göğüs çevresi esas alınarak belirlenmelidir. Vücudumuz tam anlamıyla bir bütünlük içindedir ve herhangi bir estetik operasyonla bu bütünlüğü ortadan kaldırmak kötü sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle göğüs hacminin belirlenmesi noktasında sadece omuz genişliği ve göğüs çevresi esas alınmamaktadır. Bunun yanında bel ve kalça ölçümü de büyük rol oynamaktadır. Orantılı bir vücuda sahip olmak demek, vücudun tam anlamıyla bütünlük sağlaması, dışarıdan bakan kişiler için bütün bir mükemmeliyet görülmesi anlamına gelmektedir. Bel, kalça, omuz ve göğüs arasındaki farklar çok belirgin şekilde olduğu takdirde küçük göğüslü kadınlar için meme büyütme estetiği yapılmalıdır. Bu sayede estetik bir görünüm sağlamayan meme bölgesi çok güzel bir görünüme kavuşacaktır. Sadece bu nedenlerle değil, memelerde bulunan asimetrik durumun düzeltilmesi için de meme estetiği operasyonu gerekmektedir.
Meme büyütme estetiğinin amacı nedir?
Günümüzde genellikle küçük memelere sahip olan kadınlar psikolojik açıdan kendilerini bir nevi eksik hissetmektedirler. Bu nedenle meme büyütme operasyonuyla göğüs büyütme yoluna gitmektedirler. Meme büyütme operasyonunun amacı memelerdeki dolgunluğun arttırılması, buna paralel olarak kişinin günlük hayatta ve ilişkisinde öz güvenini artması, vücudun bütünlük arz eden görünümünün dengelenmesi olarak söylenebilir. Bu amaçlarla meme büyütme estetiği yapılmaktadır.
Meme büyütme estetiği ne zaman tercih edilmelidir?
Meme büyütme operasyonları memelerinde ciddi oranda sarkma meydana gelen kadınlar için uygun görülmemektedir. Uygun görülmemesinin temel nedeni sarkma meydana geldiğinden dolayı memelerin dikleştirilmesi gerektiğinden dolayıdır. Bunun da çözüm yolu meme dikleştirme operasyonunun meme büyütme operasyonuyla birlikte yürütülmesidir. İki operasyon eş zamanlı, bir operasyon sonrasında anında diğer operasyona geçilmesi şeklinde yapılacağı gibi, farklı zamanlarda da uygulanabilir.
Meme büyütme estetiği herkes için uygun mudur?
Kadınların en çok tercih ettiği estetik operasyonların başında gelen meme büyütme operasyonu için herkes uygun mudur sorusu sıkça karşımıza çıkmaktadır. Bunun cevabı ise kendi isteği doğrultusunda reşit her birey meme büyütme operasyonu için uygun olabilir. Fakat uygun olabilmek için uzman doktorun testlerinde bir takım sorunlar olmamalı ve operasyon için yeterli olmanız gerekmektedir. Bunlardan bazılarını söylemek gerekirse, ameliyat olacak kişinin sağlık durumu uygun olmalıdır ve gerçekçi beklentilerle ameliyat masasına oturmalıdır. Göğüslerdeki gelişme tam anlamıyla son noktaya gelmiş olmalıdır. Bu konuyu etken olarak göstermedeki neden daha büyümenin devam ettiği kişilerin de meme büyütme operasyonu olmak istemesi olarak söyleyebiliriz. Bunların dışında memelerin görünümünden rahatsız olunması, meme bölgesinde özellikle doğum sonrası görülen kilo kaybı, şekil ve büyüklük olarak asimetrik görünmesi etkenlerden bazılarıdır diyebiliriz. Bu tür etkenlerin bir hastada toplanması ya da birkaçının bulunması halinde hastanın kendi isteğiyle meme büyütme operasyonu olabilme şansı vardır.
Meme büyütme estetiğinden önce bilinmesi gerekenler nedir?
Memelerindeki küçüklük nedeniyle meme büyütme operasyonu geçirmek isteyen kişilerin estetik operasyon öncesinde bazı konularda aydınlatılması gerekmektedir. Hastalar meme protezi konulmadan önce uzman doktor tarafından ultrafsonografi ve mamografi tetkiklerini yaptırmak durumundadır. Bu testlerin sonrasında hasta operasyona uygunsa tedaviye geçilmektedir. Her cerrahi operasyonda olduğu gibi meme büyütme operasyonunda da bir takım riskler bulunmaktadır. Özellikle operasyon sonrasında meme bölgesinde ödem oluşması ve ağrı durumunun çok yüksek miktarda görülmesi normal olabilir. Bu nedenle bu tür etkilere maruz kalan kişilerin ağrı ve ödem oluşumunun cerrahi işlem neticesinde oluştuğunun bilincinde olup, geçici olacağını bilmesi gerekmektedir. Ameliyat sonrasında kanama ve enfeksiyon oluşma şansı çok alt seviyelerdedir. Bazı kişilerde de nadir olarak görülse de meme bölgesinde hissizleşme ve uyuşukluk hissedilebilir. Fakat ağrı ve ödem oluşumunda olduğu gibi bunlar da geçici olacaktır. Tüm bunların yanında meme protezinin takılmasından sonra kapsül çevresinde genişleme olabilir. Bu durum da kalınlaşma sorununu ortaya çıkaracaktır. Kalınlaşma neticesinde memede asimetri gibi durumlar ortaya çıkabilir, bu da ek bir operasyonla anında düzeltilmektedir.
Meme büyütme estetiği nasıl yapılır?
Meme büyütme operasyonu temel açıdan üç farklı teknikle yapılmaktadır. Bu tekniklerden birincisi yağ enjeksiyonu ile meme büyütme operasyonudur. Yağ enjeksiyonu sayesinde protez kullanmadan meme dokusuna yağ nakli yapılır. Bu teknikte kullanılan doku hastanın kendi dokusu olacağından gayet iyi bir tedavi yöntemidir. Fakat bu yöntem her hastada uygun olmayabilir. Bir diğer teknik de doğal meme büyütme dediğimiz operasyondur. Bu operasyonda meme silikonları kullanılır ve meme büyütme işlemi silikonlar aracılığıyla gerçekleştirilir. Bir diğer operasyon tekniği ise koltuk altı bölgesinden meme büyütme operasyonudur. Bu teknik sayesinde silikon jel koltuk altı bölgesinden açılan ufak çaplı bir kesi sayesinde bölgeye yerleştirilmektedir. Bu operasyon sayesinde koltuk altı bölgesinden yapılan kesi işlemi sonrasında göğüslerde herhangi bir iz kalma durumu bulunmamaktadır.
Meme büyütme estetiğinde kullanılan silikonun zararı var mı?
Bu operasyon öncesinde en çok sorulan sorulardan bir tanesi de bu noktada ortaya çıkmaktadır. Meme büyütme operasyonlarında kullanılan silikonların vücuda herhangi zararı bulunmayacaktır. Tıp dünyasında bilimsel olarak yapılan incelemeler sonrasında silikonun vücutta hiçbir hastalığa yol açmadığı tespit edilmiştir. Bu nedenle meme büyütme operasyonu öncesinde merak ettiğiniz soruların başında gelen bu konu hakkında içiniz rahat olabilir.
Meme büyütme estetiğinde iz kalır mı?
Estetik olsun veya olmasın cerrahi her işlem sonrasında iz kalma durumu bulunmaktadır. Meme büyütme operasyonlarında da genel anlamda iz kalma şansı vardır. Bunun nedeni olarak ameliyat sırasında vücutta kesi işlemi yapılması diyebiliriz. Bu nedenle yapılan kesi işlemi sonrasında iz kalma durumu görülebilir. Fakat bu görüntünün çok az seviyelerde olması için büyük gelişmeler sağlanmıştır. Ameliyat sonrasında dikiş işlemi yapılırken dikiş görünmeyen bir bölgeye kaydırılır. Bu da iz kalması halinde estetik görünümü bozmaması anlamına gelmektedir.
Meme büyütme estetiği sonrasında yaşananlar nelerdir?
Ameliyat sonrasında uzman doktorunuzun belirlediği takvim dahilinde gerekli uyarıları dikkate almanız operasyonun başarısı için büyük önem taşımaktadır. Operasyon sonrasında yaşanabilecek olan ağrı durumlarında gerekli ilaçların doktorunuz tarafından verildiğinin bilincinde olup bunları kullanmanız, herhangi bir olumsuz durumda da operasyonu yapan doktoru hemen bilgilendirmeniz yapacağınız işlemlerin başında gelmektedir. Bu nedenle operasyon sonrasındaki tavsiyeleri dikkatle yerine getirmeli, vücudu yoracak hareketlerden sakınmalısınız. Gerekli tedbirleri aldığınız takdirde tecrübeli bir doktorun elinden yapılacak olan estetik operasyon son derece başarılı sonuçlar doğuracaktır. Bu da psikolojik olarak kendinizi iyi hissetmenizi sağlayacak ve öz güven noktasında büyük ilerleme kaydetmenize yardımcı olacaktır.
Meme büyütme estetiği sonrasında memede hissizlik oluşur mu?
Günümüz teknolojisiyle birlikte hayatımıza giren tekniklerden koltuk altı bölgesinden yapılan meme büyütme operasyonu sonrasında memede hissizlik oluşma şansı çok düşük seviyelere gelmiştir. Bunun yanında meme altı çizgisinden yapılan operasyon sonrasında da memede hissizlik görülmemektedir. Bu iki teknik dışında meme başı bölgesinde yapılan operasyonlar memede hissizlik oluşmasına neden olabilir. Bu nedenle meme büyütme operasyonunda kullanılacak teknik çok önemli bir noktada karşımıza çıkmaktadır. Yapılacak operasyon çeşidi uzman doktor tarafından iyi belirlenmeli ve memede hissizlik oluşumun yanı sıra diğer birçok komplikasyon ortadan kaldırılmalıdır.
Meme Küçültme
Günümüzde birçok kadının ortak sorunu olarak gündeme gelen büyük göğüslere sahip olma olgusu meme küçültme operasyonları sayesinde artık çok rahat bir şekilde çözülmektedir. Meme büyüklüğü sadece kadınlarda değil, erkeklerde de görülen bir durumdur. Bu nedenle sadece kadınlar üzerinden değerlendirme yapmak sağlıklı olmayacaktır. Meme büyüklüğünün bir takım nedenleri vardır. Bu nedenlerden en önemlisi bölgesel yağlanma dediğimiz yağ hücrelerinin meme bölgesinde aşırı şekilde genişlemesidir. Bunun yanında cilt fazlalığı yani meme dokusunun genişlemesi de meme büyüklüğünün başlıca sebepleri arasındadır. Büyük göğüslere sahip olmak birçok kadının hayali olsa da, vücut dengesi açısından oldukça büyük bir göğüse sahip olan kadınlar hem ruhsal, hem de fiziksel açıdan kendilerini sağlıklı hissedememektedir. Bu nedenle büyük memelerden kurtulmanın tek yolu meme küçültme operasyonudur.
Memelerde yaşanan büyüklük sorunu omurga ve sırt bölgesinde ağrılara neden olurken, omuz bölgesinde de ağrı yapabilmektedir. Bunun dışında kamburluk nedeni olarak da göğüs büyümesi etkenler arasında olmaktadır. Sadece bu nedenlerle değil, günlük hayattaki bazı aktiviteleri zorlaması, kıyafet seçiminde ortaya çıkardığı zorluklar nedeniyle kadınlarda büyük sorunlardan bir tanesi olarak bilinmekte ve görülmektedir. Bu sorunun çözüm yolu ise meme küçültme estetiğidir. Meme küçültme estetiği sayesinde vücuda orantılı göğüslere kavuşma şansınız bulunmaktadır.
Meme küçültme kararı nasıl alınmalıdır?
Bu karar alınmadan önce uzman bir doktora danışmak gerekmektedir. Alanında uzman doktorunuzun yapacağı testler ve alacağı ölçüler doğrultusunda memelerde büyüklük olup olmadığı, vücudun oranına göre ne derece büyük olduğu belirlenecektir. Yapılan testler ve ölçümler sonrasında estetik operasyon yapılacaksa, meme başı ve meme ucundaki koyu bölge yukarıya doğru kayacaktır. Bu nedenle hem doktor seçimi, hem de operasyon kararı dikkatle verilmelidir. Doktorun iyi olması demek operasyonun son derece başarılı bir şekilde yapılması demektir. Bu da kadınların psikolojik açıdan kendilerini daha iyi hissetmelerine imkan sağlayan tedavi yöntemlerinin başında gelen meme küçültme operasyonunun başarı şansını arttıran etkenlerdendir.
Meme küçültme estetiği ne zaman yapılabilir?
Bu operasyonu olmak için kişiler kendi kararlarını kendileri vermelidir. Özellikle kadınlarda görülen fakat erkeklerde de çokça karşımıza çıkan meme büyümesi sorunu bazı kriterlere bağlı olarak uygulanmaktadır. Bunlardan birkaçından bahsetmek gerekirse, meme küçültme operasyonu yaptıracak kişinin fiziksel olarak sağlıklı olması gerekmektedir. Küçültme operasyonuyla ilgili gerçekçi taleplere sahip olmalıdır. Meme büyüklüğü kişide psikolojik bir hasar bırakmalıdır. Memeler sırt, boyun ve omuz bölgesinde ağrı yapmalıdır. Ciltte ve çevre dokularda irritasyon meydana gelmelidir. Bunların dışında günlük hayatta çekince oluşturan durumlar görünüyorsa, misal memelerin büyüklüğünün kıyafetlerle gizlenmeye çalışılması meme küçültme operasyonunun gerekli olduğunun belirtileri arasındadır. Bunların yanı sıra meme küçültme operasyonu olmak isteyen kadınların alerjileri, sigara kullanımı, ailesinden gelen kalıtsal hastalıklar ve bunun gibi birçok etkenin test edilmesi, değerlendirilmesi gerekmektedir. Değerlendirmeler yapıldıktan sonra uygun görüldüğü takdirde uzman doktor tarafından meme küçültme operasyonu yapılacaktır.
Meme küçültme estetiğinde neler yapılır?
Bu operasyon esnasında meme dokusunda bulunan fazlalıklar, ciltteki sarkmalar düzeltildiği gibi, yağ dokusunda da küçültme sağlanmaktadır. Meme ucu bölgesindeki koyu renkte bulunan ve areola dediğimiz bölüm de küçültülür. Bunun nedeni orantılı bir şekilde küçültme işleminin gerçekleştirilecek olmasıdır. Bu sayede meme bir bütünlük arz edebileceği gibi, asimetrik memeleri bulunan kişilerin de göğüslerinin simetrik hale getirilme imkanı bulunmaktadır. Bu nedenle meme küçültme operasyonu komplike ve teknolojik bir operasyon olmasının yanı sıra, meme bölgesiyle alakalı bütün soruları yanıtlayan tedavi türü olarak karşımıza çıkmaktadır.
Meme küçültme estetiğinde kullanılan teknikler nedir?
Meme bölgesinde aşırı büyüme görülen kişilerde kullanılan meme küçültme teknikleri sayesinde kadınlar psikolojik açıdan kendilerini daha rahat hissetmektedir. Bunun yanı sıra öz güvenleri tekrar yerine gelmekte ve ilişkilerinde daha başarılı sonuçlar almaktadırlar. Bu nedenle meme küçültme operasyonunda kullanılacak olan tekniklerin belirlenmesi aşamasında bir takım testler devreye girmektedir. Bu testler sonrasında da kullanılacak tekniğin hangisi olacağı yönünde uzman doktorun kararı beklenmektedir. Meme küçültme operasyonlarında kullanılan tekniklerden bir tanesi izsiz meme küçültme tekniğidir. Bu teknik meme dokusu diri olan ve memelerde sarkma olmayan kişilerde uygulanabilir. Meme ucundan meme küçültme tekniği ise meme ucu sarkması çok fazla olmayan kadınlarda tercih edilmektedir. Bunun yanı sıra lolipop şeklinde izle yapılan meme küçültme tekniği ise son dönemlerde oldukça fazla şekilde kullanılan tekniklerin başında gelmektedir. Meme bölgesi aşağıya doğru dik olarak inen lolipop benzeri izlerle fazlalık dokunun çıkarıldığı tekniktir. Bu teknik sayesinde meme küçültme operasyonu otuz santim sarkma olan kişilerde bile uygulanma imkanı bulmuştur. Son olarak ters t şekline yapılan meme küçültme tekniği ise çok sık şekilde kullanılan cerrahi operasyon tekniği olarak karşımıza çıkmaktadır. Meme ucu çevresinden aşağıya doğru inen ve meme altında kalacak şekilde ters t yapan kesikler sayesinde meme küçültme işlemi gerçekleştirilir. Büyük boyutlu ve sarkma oranı çok fazla olan hastalarda bu teknik kullanılmaktadır.
Meme küçültme estetiği nasıl yapılır?
Meme boyutları oldukça büyük olan kişilerin psikolojik ve sosyal sorunlar yaşaması sonrasında yaptırmak istediği meme küçültme operasyonları, uzman doktorlar tarafından belirlenen bir takım testler sonrasında yapılmaktadır. Bu testler ve ölçümler neticesinde operasyon yapılmaktadır. Operasyon kararı vermiş bulunan hastalar bütün cerrahi işlemler öncesinde olduğu gibi bir takım kısıtlamalar, önerileri dikkate almalıdır. Bu öneriler dikkate alındığı takdirde operasyon sırasında komplikasyon yaşanma riski en aza indirilecektir. Bunun yanı sıra cerrahi operasyonların hepsinde tıbbi kesiler olmaktadır. Bu nedenle operasyon sonrasında kesinin yapıldığı bölgede iz oluşma şansı bulunmaktadır. Bu izler kişinin deri yapısına göre değişmektedir. Ameliyat sonrasında belirgin olarak görülen izler gün geçtikçe ortadan kaybolacak ve neredeyse gözle görülemeyecek seviyeye gelecektir. Bu da kişinin psikolojik açıdan kendini iyi hissetmesini sağlayacaktır. Yağ hücreleri temelinde oluşan meme büyümeleri ise liposuction tekniğiyle iz kalmadan da küçültme operasyonu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu tekniklerin hangisi olacağına ise uzman doktorunuzun yapacağı testler sonrasında karar verilecektir.
Meme küçültme estetiği sonrasında
Meme küçültme operasyonları doktorun tecrübesine ve alanındaki bilgisinin ne derece kuvvetli olduğuna göre değişebilen başarı oranlarına sahiptir. Fakat günümüzde büyük kliniklerde görev yapan doktorların hemen hemen hepsi alanında uzman ve tecrübeli kişilerden oluşmaktadır. Yine de araştırmalarınız neticesinde size en iyi sonuçları verecek doktoru bulmanız, çevrenizden bu konuda yardım istemeniz ve bilgi almanız yerinde olacaktır. Sonuç olarak bu operasyon sonrasında görünümünüz neredeyse büyük oranda değişecektir. Operasyon sonrasında kol hareketlerinde belirli kısıtlamalar olabilir ve meydana gelecek olan ağrı en alt seviyede görülmektedir. Ameliyatın hemen ertesinde kişilere sargı sarılır veya sütyen giydirilir. Doktorun vereceği tavsiyelere uyduğunuz takdirde hastanede bir ile üç gün arasında misafir olduktan sonra taburcu olabilirsiniz. Taburcu olduktan sonra dikişlerin açılma süresi ortalama yedi gün olmakta, alınma süresi ise on güne yaklaşmaktadır. Operasyon sonrasındaki altı hafta boyunca sporcu sütyeni giymeniz gerekir. Bunun yanında operasyon sonrasında yaşanacak olan morluk ve şişlikler her cerrahi operasyon sonrasında görülen durumlardan bir tanesidir ve geçici olmaktadır.
Meme küçültme estetiği ameliyatının riskleri ve komplikasyonları nedir?
Günümüzde estetik operasyonlar kişiler tarafından çok ciddi operasyonlar olarak görülmemektedir. Genel olarak kişilerin gözünden baktığımızda estetik operasyonlar belirli bir riski bulunmayan ameliyat türü olarak karşımıza çıkar. Fakat her cerrahi operasyonda olduğu gibi estetik operasyonlarda da bir takım komplikasyonlar oluşma riski vardır. Bu komplikasyonlar operasyon sonrasında oluşan yara izi, yaşanabilecek olan enfeksiyon sorunları, meme başında ve hissiyatında duyu kaybı, kanama, memelerde oluşan şekil bozukluğu ve asimetri sorunu, cilt renginin değişmesi ve morarma, potansiyel cilt kayıplarının görülmesi, operasyon sonrasında emzirme konusundan bazı riskler oluşması, memelerde oluşabilecek gerginlik ve sertlik, ağrı ve çeşitli maddelere karşı alerji gelişimi olabilmektedir. Fakat bu komplikasyon türlerinin hepsi ya da bir tanesi bile sizin üzerinizde olacak diye bir durum söz konusu değildir. Bu nedenle operasyona geçilmeden önce komplikasyonların sizinle paylaşılması tıbbı ahlak gereği gerekli görülmektedir.
Meme küçültme estetiği sonrasında emzirme yapılabilir mi?
Meme küçültme operasyonlarının tekniklerine göre değişen emzirme konusunda yaşanan sorunlar tamamen hastanın kararına bağlıdır. Uzman doktor tarafından belirtilen teknikle operasyon yapıldığı takdirde kişiye bir daha emzirme fonksiyonunu kullanamayacağı belirtilmektedir. Kişi bu durumu kabul eder ve operasyon isterse, ameliyata geçilecektir. Fakat doktor şartlar uygun olursa farklı bir teknik kullanarak kişinin emzirme yetisini kaybetmemesini sağlayabilir. Bu da gerekli testler sonucundan ortaya çıkacak olan bilgilerden bir tanesidir.
Meme Dikleştirme
Günümüzde kadınların en çok önem verdiği konuların başında göğüslerinin güzel görünmesi gelmektedir. Bu nedenle sarkık, dolgun olmayan veya çok büyük memelere sahip kadınlar meme estetiğine yönelmektedir. Meme dikleştirme operasyonları da meme estetiği alanının bir parçası olarak karşımıza çıkar. Bu operasyon sayesinde kişinin beden ölçülerine uygun ve oldukça estetik görünümlü göğüslere sahip olmak mümkündür. Bu nedenle kadınlar arasında büyük oranda popüler uygulamaların başında gelmektedir. Meme operasyonu olmadan önce memelerin durumu incelenmelidir ve kişinin istediği ölçüler tam olarak netleştirilmelidir. Bu da uzman doktor ve kişi arasındaki etkileşim sayesinde olacaktır. Belirlenen sıkıntıların çözümü ise bir operasyon kadar kolaydır. Meme bölgesinde sarkıklık olması, memelerde asimetri durumuyla karşılaşılması gibi durumlarda uzman doktor gerekli testleri yapacak ve tedavini hangi yönde seyredeceğine karar verecektir. Meme alt çizgisi dikkate alındığında meme ucunun bu çizgi karşısında ne kadar altta olduğu hesaplanmaktadır. Bu hesaplama doktor eşliğinde yapıldığı gibi, kişide belirli meme sorunları varsa doktor tarafından tedaviye geçilecektir.
Memelerde neden sarkma olur?
Kadınların en büyük problemi özellikle yaşlanma sonrasında ortaya çıkan memelerdeki sarkmadır. Kişinin psikolojik olarak kendini kötü hissetmesine sebebiyet veren bu durum, günümüzde birçok kadının ortak problemi olarak görülmektedir. Sarkamın en temel etkeni yaşlılıktır. Yaşın ilerlemesiyle birlikte hormonal dengenin bozulmasına bağlı olarak meme hücrelerinde, dokularında azalmalar görülebilir. Bu azalmalar sonrasında meme küçülebilir ve sarkma meydana gelebilir. Bazı kadınlarda da meme bölgesinde yaşanan sarkmanın temel nedeni emzirme döneminde yaşanan sorunlardır. Bu sorun süt kanalının dolması ve boşalması olarak gösterilebilir. Birden dolan süt kanalı, boşaldığında ortaya sarkma görüntüsü çıkabilir. Bunun dışında özellikle büyük bir göğüse sahip kişilerde yerçekimi etkisi de göz önüne alınmaktadır. Yazının başında da dediğimiz gibi memelerde sarkma yaşla doğru orantılı olabildiği gibi, genç yaşta da görülebilmektedir. Bu da kişinin genetik faktörleriyle doğru orantılı bir sarkma çeşidi olarak karşımıza çıkar.
Göğüs dikleştirme estetiğinde hangi yöntemler kullanılmaktadır?
Dediğimiz üzere kadınların en büyük problemi olan sarkık göğüslerden kurtulmanın yolu göğüs dikleştirme operasyonundan geçmektedir. Bu operasyon öncesinde kullanılacak teknik uzman doktorun yapacağı testler ve ölçümler sonrasında belirlenecektir. Doktorunuzun yaptığı testler tamamen vücut bütünlüğüyle doğru orantılı olacak ve ölçümler de buna göre ayarlanacaktır. Yapılacak olan teknik ise göğüslerin durumuna göre değişmektedir. Hafif oranda gevşek ve sarkık olan göğüslerde büyüklük uygun olduğu takdirde meme başının çevresinde bulunan halka görünümündeki fazlalık çıkartılır ve meme başı yukarıya çekilir. Bu nedenle meme başının çevresinde operasyon sonrasında halka biçiminde bir iz kalma şansı bulunur. Eğer sarkma az ise dikleştirme operasyonu yapılmadan önce memeleri büyütmek için atatomik silikon protez kullanılır. Orta derecede veya ileri seviyedeki gevşek ve sarkık göğüsler içinse iki farklı işlem yapılabilir. Bu işlemlerden ilki fazlalık derinin halka şeklinde çıkarılmasıdır. Bu durum orta derecedeki sarkamalarda kullanılır. İleri derecedeki sarkmalarda ise meme başında aynı uygulama yapılır ve meme alt bölgeye doğru toparlanır.
Meme dikleştirme estetiğinde iyileşme ne kadar sürer?
Bu operasyon sonrasında meme bölgesinde istenilen görüntüyü hemen yakalamak imkansızdır. Operasyonun ertesinde memelerde şişlik ve şekil bozuklu görülme şansı vardır. Fakat bu durum operasyonun ertesinde gelen günlerde kendiliğinden düzelecek ve memeler istenilen şekilde dik bir hal alacaktır. Ameliyat öncesinde yapılan testler ve ölçümler sonrasında memelerde asimetri belirlendiği takdirde operasyonun zorluk derecesi o kadar artmaktadır. Bu durumda da operasyon uzman doktorun belirleyeceği şekilde yapılmakta ve başarılı sonuçlar alınmaktadır. Memelere protez takıldığı takdirde kollarda uyuşukluk ve hareket kısıtlaması meydana gelebilir. Bu da operasyonun doğal bir sonucu olarak karşımıza çıkar ve tamamen geçici bir durumdur. Meme dikleştirme operasyonu sonrasında verilecek olan sütyen ve takılan bandajlar belirli sürelerde kullanılmalıdır. Operasyon sonrasında tam anlamıyla düzelme ise her şeyiyle en az altı ay kadar sürmektedir. Bu esnada doktorunuzun veriği tavsiyelere ve yaptığı uyarılara azami özen göstermeniz operasyonun daha başarılı olmasını sağlayacaktır. Operasyon sırasında kullanılan dikişler eriyen türden dikişler olduğu için dikişlerin alınmasına ise gerek yoktur.
Meme dikleştirme estetiğinden sonra normal yaşama ne zaman dönülür?
Günümüzde estetik operasyon olmadan önce en çok merak edilen noktalardan bir tanesi de günlük yaşama ne zaman dönülebilir konusunda olmaktadır. İş hayatı, sosyal yaşantı düşünüldüğünde operasyon sonrasında günlük hayata devam etmek çok uzun süreler almamalıdır. Meme dikleştirme estetiğinde de günlük yaşantıya dönme süresi beş ile yedi gün arasında değişmektedir. Fakat ağır işlerde çalışanlar ve özellikle sporcular için en az iki üç ay civarında bekleme süresi gerekmektedir. Bu nedenle operasyonun başarılı olmasını istiyorsanız ağır işlerden uzak durmalı ve ev işlerinde yorucu aktivitelerden kaçınmalısınız. Bunun yanı sıra son derece başarılı geçen operasyonların ertesinde bir takım komplikasyonlar yaşanma şansı da vardır. Genel olarak çok nadir görülse de bu komplikasyonlardan bahsetmeden olmayacaktır.
Meme dikleştirme ameliyatının riskleri nedir?
Bu operasyon kadınların psikolojilerini yerine getirdiği gibi kaybolan öz güvenlerinin de tekrar yerine gelmesini sağlamaktadır. Memeler kadınlarda cinselliğin en güçlü temsilcilerinden bir tanesidir. Bu nedenle memelerinde sarkma meydana gelen kadınlar ilişkilerinde kendilerine olan öz güvenlerini kaybederler. Bu da kişilerin ilişkilerinde bir takım sorunlar yaşamasına sebep olur. Bu noktada karşımıza çıkan meme dikleştirme operasyonu, sarkık göğüslerin dikleştirilmesi operasyonudur. Son derece teknolojik ve sağlıklı şekilde uygulanan bu operasyonun bir takım riskleri de bulunmaktadır. Bu riskler operasyon sırasında ve sonrasında olmak üzere ikiye ayrılabilir. Bunları da kısaca açıklamak yerinde olacaktır.
Memelerde sertlik görülmesi operasyon sonrasında meme bölgesindeki nebde veya yağ nekrozu kaynaklı olabilir. Bu durumu tahmin etmek imkansızdır. Bu nedenle günümüz operasyonları sonrasında çok nadir olarak görülmektedir. Yaraların geç iyileşmesi durumu da operasyon sonrasında olabilecek risklerden bir tanesidir. Hastalarda nadir olarak görülse de yaraların geç iyileşmesi durumu görülen bir rahatsızlıktır. Bu nedenle böyle bir durumla karşılaşan kişilerin pansumanlarına çok dikkat etmesi ve yaraların iyileşmesi için elinden geleni yapması gerekir. Bunun yanı sıra geç iyileşen yaralara sahipseniz uzman doktorunuzun yanına giderek konu hakkında bilgi almak da yapabileceğiniz şeyler arasında gelecektir.
Sadece bu noktalarda değil, meme dikleştirme operasyonu sonrasında başka konularda da bir takım sorunlarla karşılaşılabilir. Bunlardan bir tanesi kadınların en çok önem verdiği emzirme noktasında görülür. Meme dikleştirme operasyonu sonrasında süt kanalları zarar görmediği takdirde emzirme konusunda problem yaşanmayacaktır. Fakat sarkıklık fazla ise yapılacak operasyon sonrasında süt kanalları zarar görebilir. Bu durumda da emzirme noktasında bir takım sorunlarla karşılaşabilir, bu fonksiyonu kaybedebilirsiniz. Tabii ki böyle bir durum riski varsa doktorunuz sizi bilgilendirecek ve görüşünüzü alacaktır. Sizin kararınız doğrultusunda da operasyona geçilecektir. Bunun yanında alerjik olarak komplikasyonlar da görülebilir. Bu tamamen kişilerin vücut refleksi olarak ortaya çıkan durumdur ve operasyon esnasında kullanılan cihazlardan, aletlerden kaynaklanan alerji durumudur. Böyle bir konu yaşandığı takdirde de uzman doktorunuz gerekli tedbirleri alacak ve alerjinin ortadan kaldırılması için her noktada size yardımcı olacaktır.
Meme dikleştirme estetiği neleri düzeltmez?
Bu operasyon sonrasında memelerin büyüklüğü değişmemektedir. Tabii ki ufak çaplı değişikler olsa da temel anlamda göğüslerin dikleştirilmesi operasyonudur. Meme büyütme konusunda başka estetik tedavi yöntemleri mevcuttur. Bunun yanında memeni ucu yani kahverengi bölgede bir değişiklik olmamaktadır. Bu nedenle operasyondan gerçekçi sonuçlar bekleyerek, memelerin daha dolgun ve dik bir görünüme sahip olması temel beklenti olmalıdır. Eğer küçültme veya büyütme noktasında bir takım beklentileriniz varsa uzman doktorunuzdan meme büyütme ve küçültme operasyonları hakkında detaylı bilgi alabilirsiniz. Ayrıca meme dokusu esnekse operasyondan bir süre sonra yerçekimine bağlı olarak hafif sarkmalar meydana gelebilir. Fakat bu durum da operasyon öncesinde olduğu gibi görünmeyecek ve sarkıklık az miktarlarda olacaktır.
Meme dikleştirme estetiği için kimler uygundur?
Günümüzde en çok merak edilen konulardan bir tanesi de bu olmaktadır. Eğer meme sarkıklığı konusunda ciddi bir probleminiz yoksa dikleştirme operasyonu yaptırmanız gerekmemektedir. Bunun yanı sıra reşit olmayan bireyler de kendi istekleriyle meme dikleştirme operasyonu yaptıramaz. Reşit olmayan bireyler için doktor izni olmalı ve sağlık problemi noktasında meme dikleştirme operasyonu yapılmalıdır. Eğer sarkıklık çok fazlaysa ve psikolojik olarak kendinizi kötü hissediyorsanız, kendi isteğinizle meme dikleştirme operasyonu yaptırabilirsiniz. Tabii ki operasyon sonrasında ve öncesinde gerekli bilgileri doktorunuzdan almak şartıyla.
Jinekomasti
Erkeklerde meme küçültme estetiği ameliyatının riski var mıdır? İz kalır mı?
Günümüzde sadece kadınların problemi olarak görülen meme büyütme veya küçültme sorunu, erkeklerde de özellikle genetik olarak ya da kilo sorunuyla doğru orantılı şekilde görülmektedir. Bu nedenler erkeklerin en çok operasyon geçirdiği alanların başında meme küçültme estetiği gelmektedir. Erkeklerde meme küçültme operasyonu öncesinde gelişen ve büyüyen meme bölgesinin bir takım testlerden geçirilmesi gerekir. Bu testler sonrasında kişiye jinekomasti teşhisi konulduğu takdirde bu hastalığın kesin çözümü meme küçültme operasyonudur. Bu operasyon sonrasında psikolojik açıdan kendisini oldukça kötü hisseden, öz güven problemi yaşayan erkeklerin psikolojilerinin düzelmesi ve öz güvenlerinin yerine gelmesi sağlanmaktadır. Tabii ki sağlıklı bir gelecek için de önem arz eden operasyonların başında gelmektedir.
Erkeklerde meme büyümesi hastalığı nedir?
Jinekomasti yani erkeklerde görülen meme büyümesi göğüslerin erkekler vücuduna göre aşırı şekilde büyümesi, genişlemesi durumudur. Birçok sebebi olan bu hastalık, hormonların dengesizliği nedeniyle ortaya çıkabilir. En çok hormonal bozukluk nedeniyle görülen hastalığın genetik bir arka planı da bulunmaktadır. Bu tür bir hastalık yaşayan erkeklerin psikolojik açıdan kendilerini kötü hissetmeme imkanı bulunmamaktadır.
Jinekomastinin nedenleri nelerdir?
Erkeklerdeki meme büyümesi problemi olarak adlandırdığımız bu sorun, bölgesel olarak yoğun olan yağ hücreleri nedeniyle ve göğüs bölgesindeki oluşan bezeler ile ortaya çıkabilmektedir. Bunun yanı sıra tek göğüste ortaya çıkabilen bu hastalık, her iki göğüste de meydana gelebilmektedir. Özellikle ergenlik çağındaki çocuklarda sıkça görülen bu durum, ergenlik döneminin geçmesi sonrasında ortadan kalkacaktır. Fakat ortadan kalkmadığı ve büyüme devam ettiği sürece uzman bir doktora görünmek ve gerekli testleri yaptırmak sizin yararınıza olacaktır.
Erkeklerde meme küçültme operasyonları
Yağ hücrelerinden kaynaklanan veya genetik olarak görülebilen bu durum karşısında ülkemizde birçok estetik merkezi hizmet vermektedir. Erkeklerde meme büyümesinin tam nedeni belirlendikten sonra operasyonun hangi çeşitte olacağı da belirlenebilir. Yapılacak testler sonrasında büyüme sadece yağ hücrelerinin aşırı genişlemesinden kaynaklanıyorsa liposuction yapılabilir. Eğer büyüme meme dokusundan kaynaklanıyorsa bu durumda cerrahi işlem gerekecektir. Her iki durumun bir arada göründüğü durumlarda da hem liposuction, hem de cerrahi operasyon bir arada yapılabilir.
Meme küçültme operasyonu öncesi süreç nasıl işler?
Erkeklerde görülen meme büyümesi sorununun kesin tedavi yöntemi cerrahi operasyonlardır. Eğer büyüme üst noktalara ulaşmışsa ve operasyon kararı almanıza sebep olduysa, süreç hakkında bir takım bilgiler edinmeniz yerinde olacaktır. İlk olarak uzman bir doktora görünmeniz ve bilgi almanız, sonrasında da doktorunuzun yapacağı testler neticesinde sorunun kaynağı ve sorunun çözüm yolunun belirlenmesi gerekmektedir. Bu testlerden sonra ise uzman doktorunuzun belirleyeceği tedavi tekniğiyle meme küçültme operasyonuna geçebilirsiniz. Diğer tüm cerrahi işlemlerde olduğu gibi bu işlemlerde de uymanız gereken bazı kurallar bulunmaktadır. Operasyon öncesinde sigara içiyorsanız en az bir hafta önceden sigara kullanmayı bırakmanız ve kan sulandırıcı ilaçlardan uzak durmanız operasyonun başarılı geçmesini destekleyecektir. Bunların yanı sıra alkol konusunda da aynı hassasiyeti göstermeniz operasyon için yararlı olacaktır. Bu hassasiyetleri gösterdiğiniz ve uzman doktorunuzun belirlediği takvime harfiyen uyduğunuz takdirde operasyon için engel teşkil eden bir durum görülmeyecektir. Tabi ki operasyon öncesinde operasyona uygun olup olmadığınız konusunda hekim belirli testler yapacak ve operasyon kararını kendisi verecektir.
Erkeklerde meme küçültme teknikleri nelerdir?
Kadınlarda olduğu gibi erkeklerde de genel anlamda aynı teknikler kullanılmaktadır. Bu teknikler uzman doktorunuzun yapacağı testler sonrasında vücudun refleksleri göz önüne alınarak belirlenecektir. Tekniklerin belirlenmesinde bir takım olgular bulunmaktadır. Bunlardan en önemlisi, testlerin sonucudur. Yapılan testlerin sonucunda meme büyümesi yağ hücrelerinin aşırı genişlemesinden kaynaklanıyorsa tedavi tekniği olarak liposuction belirlenebilir. Bu yöntem kanül adı verilen iğnelerin yağ hücrelerini eritmesi ve vakum sistemiyle yağ hücrelerini emmesi olarak nitelendirilebilir. Bu noktada karşımıza bir başka teknik olan vaser liposelection da gelmektedir. Vaser tekniği ise daha mikro düzeyde kanüllerin kullanıldığı tekniktir. Bu teknik iz kalma şansını daha da aza indirgemektedir. Bu nedenle tercih edilecek tedavi yöntemi vaser tekniği olmalıdır. Tabii ki bu tekniklerin belirlenmesinde doktorunuzun yapacağı testler önemli rol oynamaktadır. Bunun yanında meme büyümesi sadece yağ hücrelerinin büyümesiyle ortaya çıkmayabilir. Meme dokularının genişlemesi, büyük olması sonucunda da meme büyümesi görülmektedir. Bunun da tedavi yöntemi cerrahi işlem olmaktadır. Ayrıca her iki durumun da bir arada görüldüğü durumlarda da liposuction ve cerrahi işlem eş zamanlı olarak yapılabilir. Bu da operasyonun başarı şansını arttıracaktır.
Meme küçültme operasyonlarının başarı oranı nedir?
Kadınlarda olduğu gibi erkeklerde de operasyonlar son derece başarılı geçmektedir. Özellikle yapılan testler sonrasında yağ hücrelerinin genişlemesi kaynaklı sorunlarda operasyonların başarı oranı çok daha fazladır. Meme dokusunun genişlemesi kaynaklı hastalıklarda ise yine başarı oranı yüksek olmaktadır. Bunun yanında her iki durumun bir arada görüldüğü durumlarda da başarı oranı büyük oranda yüksektir. Fakat başarılı bir operasyondan sonra özellikle spor bazlı stereoid kullanan kişilerin bir daha ilaçları kullanmaması gerekmektedir. Eğer bu ilaçları operasyon sonrasında da kullanmaya devam ederseniz operasyonun etkisinin kırılmasına ve büyümenin tekrar başlamasına sebep olabilirsiniz.
Erkeklerde meme küçültme ameliyatı riskli midir?
Meme küçültme operasyonları da diğer bütün cerrahi işlemlerde olduğu gibi bir takım riskler barındırmaktadır. Fakat teknolojinin ilerlemesiyle ve tıp dünyasının kendisini sürekli olarak yenilemesiyle birlikte bu riskler de en alt seviyeye indirilmiştir. Anestezi konusunda alerjisi olanların sorun yaşama şansı bulunmaktadır. Bunun dışında meme bölgesinde bir takım ağrılar yaşanma şansı da vardır fakat bu durum cerrahi operasyonların hemen hemen hepsinde görülen olağan bir durumdur. Meme uçlarındaki değişimler ve kanama ihtimali de olmaktadır. Fakat bu ihtimaller dediğimiz üzere her cerrahi operasyonda görülen risklerden bazılarıdır. Bunun yanında operasyona bağlı olarak çıkabilecek risklerden bir tanesini söylemek gerekirse göğüs bölgesinde asimetri meydana gelebilir. Bu da ikinci bir operasyonla düzeltilecektir.
Operasyon sonrası iz kalır mı?
Meme küçültme operasyonlarında iz kalıp kalmaması tamamen uygulanacak yöntemle ve uygulanacak bölgenin genişliğiyle alakalıdır. Yağlanma bazlı operasyonlarda vaser liposelection tekniği sayesinde iz kalma şansı bulunmamaktadır. Fakat yağlanma değil de meme dokusundan kaynaklanan problemlerde genel cerrahi gerekeceğinden ve meme bölgesinde kesiler olabileceğinden dolayı iz kalma durumu söz konusu olmaktadır. Fakat bu izler temelde görülmeyecek ya da çok az miktarda görülecek oranlarda olmaktadır.
Erkeklerde meme küçültme operasyonlarında dikkat edilmesi gerekenler
Kadınlarda olduğu gibi erkeklerde de meme küçültme operasyonu öncesinde ve sonrasında bir takım hususlar dikkat edilmesi gereken noktaların başında gelmektedir. Operasyon öncesinde yapılması gerekenleri kısaca anlatmıştık. Tekrarlamak gerekirse sigara ve alkol kullanımını bırakmalı veya azaltmalı, kan sulandırıcı ilaçları operasyondan bir süre önce almamaya dikkat etmeniz gerekmektedir. Bunun yanında doktorunuzun size söyleyeceği diğer konularda da hassas davranmanız operasyonun başarısı için çok önemlidir. Operasyon sonrasında da aynı şekilde öncesinde olduğu gibi uzman doktorunuz bir takım tavsiyeler ve uyarılarda bulunacaktır. Bunlara uyduğunuz takdirde sorun yaşama şansınız minimuma inecektir. Ayrıca tedavi sonrasında vücudun kendini toplaması için biraz dinlenmeniz yerinde olacaktır.
Erkeklerde meme küçültme operasyonunun maliyeti nedir?
Tam olarak genel bir maliyet tablosu, şablonu çıkarmak mümkün değildir. Maliyetler uygulanacak bölgenin ne derece geniş olduğuna ve yoğunluğuna göre belirlenmektedir. Özellikle vaser liposelection operasyonu geçirmeniz gerektiği takdirde vaser tekniğinin maliyetini karşılamak durumunda kalırsınız. Bu da estetik cerrahi merkezlerinde farklı maliyetlerde karşımıza çıkmaktadır. Fakat meme dokusu büyümesi sonrasında cerrahi işlem yapılması gerekiyorsa uygulamanın yapılacağı bölgenin genişliği ve operasyonun zorluğu neticesinde maliyetler artış gösterebilir. Bu durum da operasyon sonrasında elde edeceğiniz görüntü düşünüldüğünde çok da büyük bir maliyet olarak karşınıza çıkmayacaktır. Genel olarak operasyonlar dört ile dokuz bin lira arasında değişen fiyatlarda yapılmaktadır.
En iyi sonucu almak için uygulanması gerekenler
Operasyon öncesindeki doktor seçimi en iyi sonucu almak için en önemli etkenlerin başında gelmektedir. Bunun yanında meme büyümesine neden olan ilaçları bir daha kullanmamanız da iyi bir sonuç almak ve bu sonucu devam ettirmek için gerekli noktalardan bir tanesidir. Bu nedenle tecrübeli bir doktor tarafından operasyon yapıldığı takdirde alınacak sonuç çok iyi olacaktır. İyi bir sonuç demek de erkeklerde psikolojinin düzelmesi ve öz güvenin büyük oranda artması anlamına gelir. Bu da hem sosyal yaşantıda, hem de ilişkilerde erkeklerin daha rahat hareket etmesini sağlayacaktır.